Özet
“Güzel Sanatlar Akademisi’nde asistanım, 1982 veya 1983 yılı olsa gerek. Tam da hatır-layamıyorum. O günlerde Kürsü Başkanımız olan Doç. Dr. Murat Eriç’in isteği ve teşviki ile kürsüde geçmiş yıllarda görev almış olan üç eski hocamızın fotoğraflarını kronolojik sırada asmıştık. Üç fotoğraf... Sırası ile Ord. Prof/ Muallim Mahmut Şükrü Işık, Prof/ Öğretmen Tarık Artel ve Prof/ Öğretmen Ziya Baban”. Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi’nin yayınladığı Mimarlıkta Malzeme Dergisi’nin 24. sayısında yer alan Mahmut Şükrü Işık hakkındaki yazımız böyle başlı-yordu. Ve başta da yukarıda sözü edilen hocaların fotoğrafları ile...Fotoğraflara tekrar bakıyorum. Bir sıra halinde hocalar, hocalarımız... Bir bayrak yarışı gibi adeta. Eğitim, öğretim, hocalık görevi elden ele devredilerek süregidiyor. Kesintisiz. Ve bayrağı devreden de çekiliyor geriye. Önemli olduğuna inandığımız bir görevi el-den geldiğince, gücü yettiğince ifa etmiş ve “emaneti” teslim etmiş olmanın huzuru ile muhtemelen...