Özet
İnsanlık tarihine baktığımızda, tarih yazımının çok önemli bir bölümünü savaşların oluşturduğunu görmekteyiz. Dünya üzerinde insanlık var olduğundan beri; dini, milli, ekonomik, siyasi amaçlarla, küçük ve büyük çaplı binlerce savaş gerçekleşmiştir. Zaman ilerledikçe, teknolojinin gelişmesiyle savaşın yarattığı yıkımın etkileri inanılmaz boyutlara ulaşmıştır. Savaşın kent mekânında yarattığı biçimsel ve işlevsel değişimin, tahribatın, toplum ve kent hafızasında oluşturduğu algının incelendiği bu tez çalışmasında; dünya genelinde en büyük tahribat ve ölüm oranını ortaya çıkaran II. Dünya Savaşı'nın, Avrupa'daki kilit noktası Berlin şehrine odaklanılmıştır. 1898 yılında Endüstri Devrimi'nin Berlin'de sebep olduğu nüfus patlaması ile başlayan ve toplum genelini etkileyen tüberküloz hastalığının tedavisi için Alman İmparatorluğu'nun şansölyesi Otto von Bismarck'ın önderliğinde başlayan sanatoryum hareketi ile, Berlin şehir merkezine yakın konumlandırılan Beelitz Sanatoryumu, Beelitz Ormanı arazisi üzerinde inşa edilmiş, yüz yıl boyunca sağlık merkezi olarak hizmet vermiştir. 2014 yılında arazi üzerinde büyük çaplı bir toplu konut projesi başlatılmıştır. Var olan binaların dış cepheleri aslına uygun şekilde onarılarak ve iç mekânlarda çeşitli düzenlemeler yapılarak, binalar yeniden işlevlendirilmiştir. Bu büyük çaplı proje tüm arazi ve binaların taşıdığı hafızayı yok olmakta tehdit etmektedir. Bu çalışma; savaşa,ölümlere,acıya ve ele geçirilmeye rağmen mimari mevcudiyetini günümüzde hala sürdüren Beelitz Sanatoryumu'nun; terk edildikten sonra toplum hafızasında yarattığı korkutucu imgelemin değişmesi gerektiğini anlatarak, Almanya'nın savaş hafızasını oluşturan önemli nirengi noktalarından biri olarak yeniden yapılandırılarak "mekan, savaş ve hafıza" kavramlarına uygun şekilde; ticari kaygılardan bağımsız, topluma ve dünyaya yaşananları unutturmayacak bir biçimde asıl işlevine kavuşarak mimarlık tarihinde yerini almasını amaçlamaktadır.