Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Açık Bilim, Sanat Arşivi
Açık Bilim, Sanat Arşivi, Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi tarafından doğrudan ve dolaylı olarak yayınlanan; kitap, makale, tez, bildiri, rapor gibi tüm akademik kaynakları uluslararası standartlarda dijital ortamda depolar, Üniversitenin akademik performansını izlemeye aracılık eder, kaynakları uzun süreli saklar ve yayınların etkisini artırmak için telif haklarına uygun olarak Açık Erişime sunar.MSGSÜ'de Ara
Art Nouveau, Art Deco ve Bauhaus arasında, İstanbul mimarlığında üslup melezlenmeleri: İnönü caddesi özelinde cephe analizleri üzerinden bir okuma
Özet
Üsluplar arası geçişlerin görüldüğü dönemlerdeki mimari faaliyetlerde, melez durumlar ile karşılaşılır. Bu çalışma da İstanbul'da 20. yüzyıl başlarında görülen Art Nouveau ve Art Deco üslupları arası geçiş ve Erken Cumhuriyet Dönemi İstanbulu'ndaki yapılarda Art Deco-Bauhaus sentezi üzerine bir incelemedir. Bu tez kapsamında, Modern Mimarlık ile birlikte Art Nouveau'nun bir başkaldırı üslubu olarak belirmesinde etkili olan 19. yüzyılın mimari anlayışı ve eklektisizm, buna karşı tepkiler, 20. yüzyıl mimarlığında sadeleşme, işlevin ön plana geçmesi ve bunun İstanbul'a yansıması ele alınmıştır. İstanbul'da geç Osmanlı ve Erken Cumhuriyet Dönemi Mimarlığı ve ardından İnönü Caddesi apartmanlarının cephe tasarımında gözlemlenen Art Deco'nun, Art Nouveau ve Bauhaus ile olan sentezi üzerine yoğunlaşılmıştır. Çalışma, giriş bölümünün ardından iki ana bölümde ele alınmıştır. 19. yüzyıl ile Bauhaus Okulu arası dönemin incelendiği bölümde üsluplar arası geçiş ve Türk Mimarlığına yansıması çalışılmış, İstanbul'a ait örnekler seçilmiştir. Çalışmanın ikinci bölümünde ise Ayaspaşa, İnönü Caddesi apartmanlarına ait cephe analizleri üzerinden Art Deco üslubu, Art Deco-Art Nouveau ve Art Deco-Bauhaus sentezi çalışılmıştır. Bu tez çalışmasının birinci bölümündeki iki numaralı ana başlık, 19. yüzyıl eklektisist mimarlığına karşı gelişen akımları ve genel tanımları içermektedir. Bu bölümde Art Deco'ya geçiş, Glasgow ve Viyana merkezli geometrik Art Nouveau üslubu üzerinden incelenmiştir. Bu bölümün üçüncü başlığında, Rus Konstrüktivizmi, De Stijl, Bauhaus Okulu ve Uluslararası Üslup üzerinden 20. yüzyıl mimarlığında akılcı, işlevselci, evrenselci bir anlayışın görüldüğü sadeleşme süreci incelenmiştir. Yine aynı bölümün dördüncü başlığında, İstanbul'da Geç Osmanlı ve Erken Cumhuriyet Dönemi Mimarlığı çalışılmıştır. Bu bölümde herhangi bir bölge kısıtlaması yapılmadan İstanbul genelindeki yapılar ele alınmıştır. İstanbul'da Art Nouveau Mimarlığı adlı alt başlıkta, İstanbul'da görülen Art Nouveau-Art Deco üslupları arası geçiş, Erken Cumhuriyet Dönemi Mimarlığı'nın II. Dönemi olan Devrim Mimarlığı'nın ele alındığı alt başlıkta ise İstanbul'da Art Deco-Bauhaus Sentezi incelenmiştir. Art Deco akımının temelleri 1900'lü yıllara kadar gitmektedir. 20. yüzyılın başlarında, Art Nouveau'dan Art Deco'ya geçişin gözlemlendiği dönemde, Glasgow ve Viyana iki önemli merkezdir. Glasgow Ekolü'nden Charles Rennie Mackintosh'un, Viyana Ekolü'nden ise Otto Wagner ve Josef Hoffmann'ın 1900'lü yılların başındaki tasarımları, geometrik ve yalın anlayışları ile Art Deco'nun öncü örneklerini oluşturmuştur. Bu tez çalışmasında, Viyana ve Glasgow şehirlerinde görülmüş geometrik Art Nouveau üslup üzerinden, Art Deco estetiğe geçiş sürecine ve Art Deco'nun Bauhaus öğretisi ile bir sentez oluşturmasına yoğunlaşılmıştır. Bu geçiş ve sentez süreci İstanbul'daki yapı örnekleri üzerinden de incelenmiştir. Bu tez çalışmasında, İstanbul'daki 20. yüzyılda inşa edilmiş yapıların tasarımında tespit edilmiş olan üç farklı kırılma noktasında yoğunlaşılmıştır. Bu kırılma noktalarından ilki, Art Nouveau üslupta tasarlanmış yapıların, sadeleşme eğilimi göstermesi ve bu yapılarda geometrinin öne çıkması ile Art Nouveau üsluptan Art Deco üsluba geçişten söz edilmesi şeklindedir. D'Aronco'nun 20. yüzyıl başlarında, İstanbul'da gerçekleştirdiği bazı tasarımları, 1925'teki serginin ardından Art Deco adını alacak olan üslubun özelliklerini gösterir. Nitekim tam da bu nedenle D'Aronco'nun bu tasarımları, Bülent Özer tarafından "Adı Konmamış Art Deco" şeklinde tanımlanmıştır. İkinci kırılma noktası, Art Deco ve Art Nouveau üsluba ait ögelerin, yapılarda bir arada görülmesi ile Art Nouveau-Art Deco sentezinin meydana gelmesidir. İstanbul'daki mimari faaliyetlerde Art Nouveau, Art Deco eşliğinde 1930'lu yıllara kadar devam etmiştir. Üçüncü kırılma noktası ise Art Deco üslubun sade ögelerinin Bauhaus ekolünde tasarlanmış yapılarda görülmesi ile Art Deco-Bauhaus sentezinin meydana gelmesi şeklindedir. Bu yapıların tanımlanmasında kullanılan "Art Deco-Bauhaus Kırması" kavramı da yine Bülent Özer tarafından ortaya atılmıştır. İstanbul'da, Art Deco-Bauhaus sentezine ise 1930 ile 1940 yılları arasını kapsayan Erken Cumhuriyet Dönemi'nde, modern, rasyonel ve fonksiyonel öğreti ile inşa edilmiş bazı yapılarda rastlanmaktadır.
Koleksiyonlar
- Fen Bilimleri Enstitüsü [1728]