Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Açık Bilim, Sanat Arşivi
Açık Bilim, Sanat Arşivi, Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi tarafından doğrudan ve dolaylı olarak yayınlanan; kitap, makale, tez, bildiri, rapor gibi tüm akademik kaynakları uluslararası standartlarda dijital ortamda depolar, Üniversitenin akademik performansını izlemeye aracılık eder, kaynakları uzun süreli saklar ve yayınların etkisini artırmak için telif haklarına uygun olarak Açık Erişime sunar.MSGSÜ'de Ara
"Çerçeve"nin Ötesi: Mültecinin Görsel İmgesinde Kaybın Yokluğu
Özet
İnsanların savaşlar, siyasal, ekonomik, sosyal vb. nedenlerle zorunlu yer değiştirmeleri veya göçü günümüzde kitleleri etkileyen bir soruna dönüşmüştür. Hem niceliği hem de etkilediği coğrafi alanın büyüklüğüne işaret edilerek çoğu zaman "mülteci krizi" olarak adlandırılan insan hareketliliği, beden politikalarını ve ayrımcı pratikleri yeniden tartışmaya açmayı gerekli kılmaktadır. Zira, yaşam alanlarını terk ederek tehlikeli yollardan daha güvenli algılanan ülkelere doğru hareket eden topluluklar, ağır insan hakları ihlallerine maruz bırakılmaktadırlar. Göç yolunda hayatta kalma mücadelesini başarsalar bile sonrasında, mülteci kimliğinin getirdiği zorluklarla karşı karşıya kalmaktadırlar. Mültecilerin çeşitli şekillerde maruz kaldıkları ötekileştirici tutum ve davranışların beslendiği ortamın yaratılmasında görsel imgelerin rolü vardır. Bu metinde ilkin, mültecinin bedeninin medyada yaygın dolaşıma giren görsel imgeleri ile beden politikaları arasındaki bağlar tartışmaya açılmaktadır. Belli bir çerçeve içinde tekrarlanan ve mültecileri toplumsal soruna indirgeyen algıyı kuvvetlendiren görsel imgeler, bio- politikaya dair kavramlar aracılığıyla sorgulanmaktadır. Böylece, görsel imgelerdeki ortaklıkların bedenlere yönelik politikalarla ilişkisi makro perspektifle ve kavramsal olarak ele alınmaktadır.Ardından metinde, göç edenlerin yaşadıkları şiddetin, kaybın görsel temsiline dair alternatif yaklaşımlar geliştirmenin önemine işaret edilmektedir. Günümüz medyasının aynılaşan temsil biçimleri eleştirilirken, karşı temsilin mümkünlüğü sorgulanmakta ve mevcut görsel rejimin belirlediği çerçevenin ötesinde düşünmenin, tartışmanın imkanları araştırılmaktadır. İzleyiciye sunulan acılı yaşamlar olmanın ötesinde, kaybı yaşayanların kendi hikâyelerini aktarmanın yollarından birini açan Arpillera örneği bu bağlamda ele alınmakta ve görsel rejimin mutabakat alanının dönüştürülmesinin nasıl mümkün olabileceğine dair soruların uyarıcı örneği olarak değerlendirilmektedir. Forced displacement and migration caused by wars, political, as well as economic or social reasons have become a problem affecting a great number of people. This mobility which is oftentimes called "the refugee crisis" due to its quantity and the large geographical area it affects makes it necessary to discuss body politics and discriminatory practices. For, the masses of people, that have left the places they lived to reach developed countries through dangerous paths, have been facing serious human rights violations. Even when they survive the migration path, they will have to suffer the consequences of being a refugee. Visual images play an important role in creating the atmosphere that feeds the marginalization experienced by refugees in various contexts. This paper examines, first, the widespread images of the refugee body in the media alongside a discussion on body politics. These images, which are replicated within a specific framework, reduce refugee lives to a societal problem that needs to be solved. This framework will be discussed through notion of bio-politics. Thus, the relationship between the common elements in these images and the political attitudes towards these bodies will be conceptually examined from a macro-perspective. Later, this paper will deal with the importance of developing alternative ways of representing the violence and loss experienced by displaced people. It will discuss homogenous representation in media and consider the possibility of a counter-representation method that can be thought beyond the framework shaped by the current visual regime. Arpillera will be taken as an example of an instance when people who have experienced loss, have been able to convey their own stories and turn the visual regime into an area of reconciliation. Arpillera will be examined as an instance that can open doors to a specific mode of representation that goes beyond the painful lives narrative that is presented to audiences.
Kaynak
Kültür ve İletişimCilt
23Sayı
45Koleksiyonlar
- TRDizin [756]