Özet
Günümüzde yaşamın ortak paydalarını belirleyen eylemler, çeşitli mekanlarda gerçekleşmektedir. Ancak olanakların nicelik olarak artması niteliklerinde görünür bir değişim yaratmamıştır. Bu da insanın çevresiyle olan etkileşimini azaltmış ve mekanın yaşam ile kurduğu ilişkinin zayıflamasına neden olmuştur. Buradan kaynakla çalışmaya başlarken belirlenen sorun; yaşam sürecinin niteliğini ve anlamını yitirmesiyle mekanın insandan kopması, yaşama ait değerlerden uzaklaşması şekilde ortaya konulmuştur. Böylece yaşanılan mekanları, eleştirel bir bakış açısı geliştirerek irdelemek yaklaşımın temelini oluşturmuştur. Belirlenen sorun, aynı zamanda tasarım odaklı disiplinlerin ana konusudur. Çünkü mimarlık ve iç mimarlık, sadece yapı yapma sanatı değil, yaşanabilir çevreler, paylaşılabilir ilişkiler kurma hedefleri olan düşünme sistemleridir. Özellikle iç mimarlık disiplininin ana çatkısı, insanın mekanla varolması düşüncesi üzerine kurulmuştur. Bu anlamda yapılan çalışma ile eğitim sisteminde ve mesleki bakış açısının kazandırılmasında, ileriye yönelik yenilikçi bir tasarım vizyonu oluşmasında yararlanabilecek bir model önerilmiştir. Böylece önerilen bu model ile yaşanabilirlik değeri yüksek mekan oluşturulmasına katkı sağlanması planlanmıştır. Mekan ve yaşanabilirliğini konu edinen çalışmalar, yaşam çevreleriyle ilgili problemlere çözüm bulmak amacıyla oldukça yoğun bir şekilde yapılmaktadır. Bu çalışmanın diğer araştırmalardan farkı ise değerlemeye yönelik yeni bir model önerisi getirmesidir. Yapılan araştırmalarda güncel kullanılan niceliksel yaklaşımların yerine çalışmada bir değerlemeye alt yapı oluşturabilecek niteliksel bir model önerilmektedir. Bu anlamda modelin, sistem kuran nitel bir değerleme çalışması olması, araştırmanın diğer yaklaşımlardan farklılığını ortaya koymaktadır. Bu bakış açısıyla çalışmanın ana çerçevesi; Tanımlama ve Birleştirme olmak üzere iki temel evre üzerine kurulmuştur. Tanımlama evresi, mekan ve yaşanabilirliğini tüm alt kavramlarıyla birlikte ilgili kuramsal literatürün irdelenmesinden; birleştirme evresi ise, tanımlanan temel üstünde kurgulanacak sistematik bir değerleme modelinin önerilmesinden oluşmaktadır. Bu ana çerçeve içinde araştırmayı oluşturan bilgiler ile önerilen model, kurulan farklı düşünce ve ilinti haritaları ile anlatılmaya çalışılmıştır. Bu çalışma ile izlenebilir bir kılavuz model ortaya konulurken, yaşama değer katan tasarım anlayışının oluşturulmasına da katkı sağlanmıştır.