Özet
"RENK OLGUSU VE GÜNÜMÜZ MİMARİSİNDEKİ YERİ"
Renk çok eski zamanlardan bu yana insanların önemle üzerinde durduğu bir olgudur.
Psikologlar, rengin insan ruhuna ne gibi etkisi olduğunu araştırırken, fizikçiler onu
ışık olarak inceler, tasarımcılar ise estetik açıdan ve mimari bütünün bir parçası
olarak ele alırlar.
Renk tek başına anlatıcı bir öğe değildir. Mekan içersinde derinlik hissi yaratarak
biçimi vurgular ve hacmin algısını etkiler. Renk, yapının cephesinde kullanıldığında
bulunduğu çevre ve yapının mimari fonksiyonu, iç mekanda kullanıldığında ise
mekanın işlevi ve kullanılan diğer mimari elemanlar dikkate alınmalıdır. Ayrıca,
renk, malzemenin cinsi, şekli, dokusu ve aydınlatma gibi öğelerin birleşimiyle etkili
olmaktadır. Kısacası, renk olgusu tek başına karar verilecek bir olgu değildir. Diğer
öğelerle beraber düşünülmeli, tasarımın hangi aşamasında karar verilmesi gerektiğine
dikkat edilmelidir.
Rengin mimaride sağladığı etkilerinin yanı sıra, kullanıcı kişilerin üzerindeki
psikolojik etkileri de insanların yaşam kalitesini etkileyecek kadar önemli
olmaktadır. Bu noktada bilinmesi gereken, kullanıcı kişilerin beğenileri, yaşı ve
mekanın hangi amaçla kullanılacağıdır.
Renk seçiminde yaratılmak istenen etkiyi sağlamak ve rengi doğru yerde, doğru bir
şekilde kullanmak için; yapının işlevi, kullanıcı kişiler ve kullanım süreleri,
aydınlatma koşulları, mekanın boyutları, kullanılan malzemeler, yapının mimari
üslubu ve çevre özellikleri gibi renk seçiminde etkili olan konular sorgulanmalıdır.
Tasarımda rengin, kendisinden beklenen görevi yerine getirebilmesi için, tüm bu
kriterlerin doğru değerlendirilmesi önemlidir. Bu verilerle birlikte, rengin bilimsel
dayanaklarla birlikte kullanılması gerektiği ve tasarımın çok önemli bir parçası
olduğu gerçeği unutulmamalıdır.