Özet
Bu çalışma İstanbul'un kentsel gelişim süreci paralelinde İstanbul'daki Plaj olgusunu incelemektedir. Tanzimatla başlayan batılılaşma haraketi İstanbulluların, İstanbul'a özgü bir kıyı kullanım biçimi olan Deniz Hamamlarıyla tanışmasına yol açmıştır. 1850'li yıllardan itibaren görülmeye başlanan Deniz Hamamları 1920'li yıllardan itibaren Plajlarla birlikte varlığını sürdürmüş hatta Moda Deniz Hamamı 1980'li yıllara kadar hizmet vermeye devam etmiştir.1920'li yıllardan itibarense İşgal Kuvvetleri Askerlerinin ve Beyaz Rusların ön ayak olmasıyla İstanbul'da öncelikle Yeşilköy-Florya kıyılarında olmak üzere ilk plajlar ortaya çıkmıştır. Cumhuriyet rejimi de başta Atatürk olmak üzere plajları modern şehir sosyal hayatının bir parçası olarak görüp desteklemiştir. 1920-1960 yılları arasında plajlar İstanbul'un sosyal hayatının ayrılmaz bir parçası haline gelmişse de 1960'lardan itibaren hızlanan sanayileşme ve buna bağlı göç olgusuyla, kıyı ve çevre faktörünü önemsemeyen Sahil Yolu gibi projelerle 80'li yıllarda yok olmuştur.2000'li yıllar ise İstanbul'un Küresel Kent haline getirilmeye çalışıldığı yıllar olarak başlamıştır. Bu amaçla sanayi İstanbul'un dışına çıkarılmaya başlanmış yerine turizm ve finans gibi sektörler konumlandırılmaya başlanmıştır. Marmara Denizi'nin en önemli kirleticilerinden olan İstanbul'un atık suyunun büyük oranda arıtılması da Marmara Denizi ve Boğaziçi'ndeki su kalitesini arttırmış ve tekrar bazı plajların oluşabilmesinin önünü açmıştır.Ancak bu gelişmelere rağmen kenti yönetenlerin, kentlilerin ve plancıların İstanbul vizyonunda geçmişte şehrin sosyal hayatında bu denli etkili olmuş plajlar yer bulamamaktadır. Oysa plajlar İstanbul ve İstanbullular için kıyınun kamusal kullanımı ve kamusal alan anlamında gerekli sosyal donatılardır.Anahtar Kelimeler: İstanbul, Plaj, Kıyı, Kıyı Kullanımı