Özet
Küreselleşme süreciyle birlikte, metropoliten kentlerde sosyal ve ekonomik
dönüşümlerin etkisiyle kentsel mekânda değişim süreci hızlandırırken, ulaşım ve
iletişim altyapılarının son dönemdeki hızlı gelişimine koşut olarak kentsel
yerleşimler mevcut kent sınırları dışına taşarak coğrafi mekânda yayılmalarını
sürdürmektedir.
Bu yayılma yalnız endüstrilerin değil, konut alanları ile beraber ulaşım düğümlerinin
oluşturduğu Transfer Merkezlerinin etrafında büyük kentsel projelerin yer seçmesine
ve bunun sonucunda kent çeperinde merkezden bağımsız kentsel alanların
oluşmasına neden olmaktadır.
Bu süreçte, küresel ve bölgesel düzeyde oluşan sermaye hareketleri ile birlikte
Transfer Merkezleri, fark edilebilir bir mekânsal gelişmeyle birlikte yeni merkezlerin
oluşmasını beraberinde getirirken kent formunda yarattığı değişimler sosyal ve
mekânsal kararları daha stratejik olmaya yönlendirmektedir. Kent ölçeğinde alınan
uzun vadeli, büyük yatırım gerektiren ulaşım ve büyük kentsel proje kararları bu
stratejiyi yönlendirmede önemli bir rol oynarken, yeni küresel düzeyde kullanılan
‗Stratejik Mekânsal Planlama‘ yaklaşımını ön plana çıkarmaktadır.
Bu kapsamda; değişen planlama yaklaşımlarının güncel bir örneği olan Stratejik
Mekânsal Planlama yaklaşım ve yöntemleri ile metropoliten kentlerdeki değişimi
etkileyen önemli ulaşım yatırımlarının oluşturduğu Transfer Merkezlerinin kent
formunun değişimine ilişkin yansıma biçimi göz önünde bulundurularak Londra,
Lizbon ve İstanbul örnekleri üzerinden tez çalışmasında ele alınmıştır.