Özet
Dünyadaki gelişim süreci içinde kentsel dönüşüm yaklaşımı; sefalet mahallelerinin yıkılıp temizlenmesi anlayışından ortaklık modellerine dayalı sosyal öncelikli dönüşüm uygulamalarına evrilmiştir. Tüm bu zaman içinde, yapılan uygulamalarda baş aktör devlet olmakla birlikte, yerel katılımcıların yer almadığı projelerin başarıya ulaşamayacağı anlaşılmıştır.Türkiye'de benimsenen yaklaşım ise, yanlış devlet politikaları sonucu kent çeperlerinde gecekondu olarak kurulan mahalleleri ve kent merkezlerindeki eskimiş tarihi dokuları yıkıp yeniden yapmaktır. Yaşayanlarının, yerel özelliklerinin, sosyal ve ekonomik yapısının hiçe sayıldığı, fizik mekânı değiştirme projelerinden ileri gidemeyen bu yaklaşım elbette ki sadece mevcut sorunların artarak bir bölgeden başka bir bölgeye taşınmasına neden olmaktadır. Yasaların; merkezi ve yerel yönetimlerin ellerini güçlendiren, müdahalelerini kolaylaştırıcı araçlar olarak düzenlendiği bu ortamda, katılım fikrinin ?gerekirse bilgilendirme? olarak nitelendirilmesi doğaldır.Ülkemizdeki dönüşüm uygulamalarının hangi yaklaşımla, ne tür araçlar kullanılarak, kimler tarafından uygulandığını inceleyen bu çalışma, süreçteki yasal dayanakların ve kanunla tanımlı aktörlerin davranış biçimlerini, İstanbul Sulukule'deki Kentsel Yenileme Projesi üzerinden değerlendirmektedir.Devam eden tüm uygulamalardaki aksaklıklar sebebiyle; aslında dönüşmesi gereken Türkiye'deki `Kentsel Dönüşüm' anlayışının kendisidir. Kentlerdeki yoksulluk ve yoksunluk alanlarındaki sorunların tümüne müdahale edebilecek, bu alanlardaki farklı sorunların tümüne cevap verecek kurum ve kuruluşlar, hem devlet yapılanması içinde hem de STK'lar bağlamında mevcuttur. Önemli olan konu bu kurum ve kuruluşların kendi sorumlulukları ve yetki alanlarını özümseyip, uygulama araçları ile sorun alanları ilişkisini doğru ve ivedi bir biçimde kurmalarıdır. Ellerindeki yasal yetkiyi ve kaynakları kullanarak bu alanlarda yaşayan halkı mağdur etmeden, görev alanlarını uygulamaya dönüştürme niyetini gösterebildikleri ve bunu katılımcı süreçlerle hayata geçirebildiği takdirde Türkiye'deki kentsel dönüşüm sürecinin evrimi gerçekleşebilir.