Özet
Sanayi devrimi sonrası kentlere olan göçün hızla artması, gelişen iletişim olanakları ve küreselleşme, toplumun tüketim alışkanlıklarını değiştirdi. Yoğunlaşan kentlerde birçok problemin ortaya çıkması, mevcut planlama tekniklerin bu sorunların çözümünde yetersiz kalması nedeniyle, sorunlara çok disiplinli yaklaşan planlama ve mimarlık ara kesitini oluşturan kentsel tasarım kavramı ortaya çıkmıştır. Kentsel tasarımın gelişmesiyle birlikte rekabetçi kentler ortamında sermayeyi kendine çekerek, sürdürülebilir ve daha yaşanılabilir kentler yaratmak için kentsel tasarım kavramının uygulama araçlarından biri olan kentsel tasarım politikaları ortaya çıktı. Kentsel tasarım politikaları olmadan gelişmeye çalışan kentler daha fazla çarpık kentleşmeye ve mevcut sorunlara yeni alt yapı, trafik sorunları ekleyerek baş etmeye çalışmaktadır. Kentsel tasarım politikalarından bir tanesi olan karma kullanım politikaları, kentin olumsuzluklarından banliyölere kaçan kentlilerin trafik, zaman kaybı ve sosyal aktivitelerden kopma problemleriyle karşı karşıya kalmasıyla tekrar kente dönmeleri sonucu oluşan karma kullanımlı geliştirmeler sonucunda ortaya çıkmıştır. Karma kullanım politikaları sosyal anlamda daha bütünleşik, ekonomik anlamda daha gelişmiş, yaşanılabilirlik anlamında daha ekolojik ve sürdürülebilir kentler yaratmayı amaçlamaktadır. Karma kullanımların bulunduğu çevresiyle bütünleşmesi, kentin sosyal dengesini sağlaması, diğer kent politikaları ve projelerle uyumunu sağlayarak uzun vadede yaşanılabilir olması ancak bütüncül karma kullanım politikalarıyla mümkün olabilir .Bu çalışmada Londra kenti kentsel tasarım politikaları incelenerek, Türkiye'deki karna kullanım alanların değerlendirilmesi amaçlanmıştır