Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Açık Bilim, Sanat Arşivi
Açık Bilim, Sanat Arşivi, Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi tarafından doğrudan ve dolaylı olarak yayınlanan; kitap, makale, tez, bildiri, rapor gibi tüm akademik kaynakları uluslararası standartlarda dijital ortamda depolar, Üniversitenin akademik performansını izlemeye aracılık eder, kaynakları uzun süreli saklar ve yayınların etkisini artırmak için telif haklarına uygun olarak Açık Erişime sunar.MSGSÜ'de Ara
Modern-postmoden kent bağlamında form
Özet
Sanat her dönem belli şeylerin mesele edildiği ve çözüm arayışı içine girildiği bir alan olmuştur. Özellikle kentleşme süreci, Modern ve Postmodern sanatın mesele ve çözüm arayışlarında önemli bir belirleyen olmuştur. Bu çalışmada kentleşme olgusu üzerinde durularak yaşanan değişimlerin Batı resim sanatında form anlayışına nasıl yansıdığı araştırılmıştır.13. yüzyılda ticaretin sağladığı zenginlik Floransa, Roma ve Milano gibi İtalyan kentlerini dönemin en gözde kentleri kılmış ve Rönesans gibi önemli bir sürecin buralarda yaşanmasına neden olmuştur. Burjuva düzeninin egemen olduğu bu şehirlerde dinin baskısından kurtulan sanatçı, perspektifli bir mekan içinde kendi durduğu noktadan somut bir birey olarak gözlemlediği dünyaya bakmıştır. Rönesans sanatı, Gotik sanattaki tanrısal varlığın ikonalarda somutlaşan imge formunu insana çevirerek, bir formdan başka bir forma geçen hareketsiz varlık düzenini ortaya koymuş ve altın oranda ölçülü bir kompozisyon yapısına ulaşmıştır.17. yüzyılda Avrupa dinsel, siyasal, toplumsal ve ekonomik çalkantıların yaşandığı bir yüzyıla girmiştir. Amerika'nın keşfini izleyen süreçte sömürgecilik anlayışı gelişmiş ve yeni dünyadan gelen altın ve gümüş gibi değerli madenler Hollanda, İngiltere ve Fransa gibi ülkelerin ekonomilerini güçlendirmiştir. Yine bu yüzyılda bilimsel çalışmaların katkısıyla Rönesansın dünya merkezli evren modeli yıkılmış, insanın her şeyin merkezinde olduğu fikri önemini kaybetmiştir. Aşırı bireycilik anlayışı, toplumsal birlik anlayışına dönüşmüş, nesnel gerçeklik öznel bir bakış açısıyla, yani duygusallığa ve düş gücüne dayanılarak verilmeye başlanmıştır. Maniyerizm ile yer yer görülen, Barok sanatta giderek belirginleşen ışık-gölge karşıtlığının en üst sevilerdeki serbest kullanımı önemli olmuştur. Buna paralel olarak tüm içinde bir formdan başka bir forma geçilerek çoğalan hareket içindeki varlık düzeni oluşturulmaya çalışılmıştır. Tarım ve hayvancılıkta ilerlemelerle başlayan modern hayattaki gelişim, nüfustaki büyüme, ulaşım ve endüstrideki gelişmelerle katlanarak artmış ve bütün bu gelişmeler birbirini etkileyerek yeni dünyayı oluşturacak güçlerin tetikleyicisi olmuştur. 1770 Sanayi Devrimi ile kırsaldan kentlere göç yoğunlaşmış, sanayileşme ve makineleşme kentlerin mimari dokusunu dönüştürmeye başlamıştır. Tüm bu değişimlerin getirdiği huzursuzluk, 1848 ve 1871 ayaklanmalarını hazırlayan politik ve ekonomik bunalımların doğmasına neden olmuş, Modern hareket de tam bu ortamda filizlenmiştir. Hatta hareketin bir kanadı tüm bu değişimlerin çıkmazlarına cevap niteliğinde olmuştur. 1848?den sonra Modernizm, kentsel bir olgu olarak görülmüştür. Aynı zamanda Modernizasyonun temeli olan bireyselleşme, laikleşme, endüstrileşme, metalaşma ve rasyonalizasyon süreçleriyle modern kentler doğmuştur. Modern düşünceyle 1848?den sonra Aydınlanmanın doğrusal sabit düşünce yapısı sorgulanmış, kent ve kentleşmeden alınan güçle 1890?dan sonra Berlin, Viyana, Paris, Münih, Londra, New York, Chicago, Kopenhag ve Moskova gibi şehirlerde düşün ve deney çeşitliliği patlamaya başlamıştır. Yine Modern sanat içinde `yeni? şiarından yol alarak tüm süs öğelerinden ve yapay tasarımlardan arındırılan mimari, işlevselliğin önemsendiği planlarıyla dümdüz tuğladan, cam ve çelikten oluşan kesin bir dikdörtgenliğe; resim de salt biçim ve renge indirgenmiş, sonunda saf bir sanatsal öze gidecek yaklaşım sahiplenilmiştir.1972 yılında Minoru Yamasaki'nin Pruitt-Igoe toplu konutları dinamitle ortadan kaldırıldığında başka bir sürecin fitili de ateşlenmiştir. Postmodern denilen bu süreç, 1960?lardan sonra büyük bir ivme kazanan kentleşmeyle birlikte gelmiştir. Hatırlanmalı ki kentleşme, Modern Dönemi de tetikleyen önemli bir etken olmuştur. Fakat burada metropolleşen, hatta birbirine yakın şehirlerin bütünleşerek megalopolisleri oluşturduğu kentlerden bahsedilmektedir. Öte yandan toprak rantı ve piyasa, Postmodern kentlerde gözetilen iki unsur olmakta ve geçmişin yaşatılma olasılığı, eklektik bir anlayışla gerçeğe dönüştürülmektedir. Postmodernde kent, Modernizmde olduğu gibi, bütünsel bir makine olarak ele alınmamakta, hatta bütünseli parçalayacak şekilde her türlü tanımlı ve baskıcı hayat önerisinden uzak, estetik hedef ve ilkelere göre zaman dışı bir anlayışla biçimlendirilmektedir. Kişiselliğe ve yerel seslerin duyulmasına önem veren çoğulcu yapıdaki Postmodern, geçmişten veya farklı kültürlerden aldığı unsurları kolajlayarak binaları ya da meydanları çeşitlendirmektedir. Bu kolaj yapı yalnızca mimaride değil aynı zamanda sosyo-ekonomik yaşantı ve sanatta da izlenmektedir. Postmodern sanatta, köklerden çok yüzeylere, derinlikli çalışmalardan çok kolaj ve montaja, işlenmiş yüzeylerden çok üst üste getirilmiş alıntı imgelere, ayakları üzerinde duran kültürel nesneden çok çökmüş bir zaman ve mekan duygusuna bağlılık gelişmiştir. Kısaca, Modern Dönem, öze ulaşma çabası sonucunda formu saf renk ve biçime indirgerken Postmodern, gerçekte bir özün hiç varolmadığı gerçeğini kabul etmiş ve sanatın bir form işi olduğu fikrini tümden reddetmiştir. ANAHTAR KELİMELER: Modernizm, Postmodernizm, kent, form.