Özet
Efsanelerin, masalların ve kutsal hikayelerin kukla eşliğinde canlandırılması hem Doğu, hem de Batı sahne geleneğinin bir parçası olmuştur. Geleneksel Türk Tiyatrosu içinde, özellikle gölge oyunu ustaları bu anlayışta pek çok oyun sahneye koymuşlardır. Ancak, günümüzde kendi merakları ve çabaları ile kukla prodüksiyonları gerçekleştirmeye çalışan, oyunlarının bazılarında kukla kullanmaktan çekinmeyen tiyatro adamları dışında, kukla sanatında böylesi bir geleneksel anlatımın devamlılığından fazla söz edilemez.Proje, tarihsel bir arka planda, yönetimin ve geleneksel toplum anlayışının yarattığı olumsuzluklar karşısında duydukları çelişkilerin çemberinde, saf ve insani duygu ve düşüncelerini ifade etmeye çalışan insanların hikayesini anlatan, Yaşar Kemal'in ?Ağrı Dağı Efsanesi? romanının kuklanın anlatım olanakları ile nasıl sunulabileceği fikrinden ortaya çıkmıştır. Bu bağlamda, geleneksel masallarımızın, efsanelerimizin ve çağdaş hikayelerimizin devlet ve özel tiyatroların çatısı altında, yetişkin ve çocuk seyirciye bir seçki halinde nasıl sunulabileceği üzerine de bir ön çalışma niteliğindedir.