Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Açık Bilim, Sanat Arşivi
Açık Bilim, Sanat Arşivi, Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi tarafından doğrudan ve dolaylı olarak yayınlanan; kitap, makale, tez, bildiri, rapor gibi tüm akademik kaynakları uluslararası standartlarda dijital ortamda depolar, Üniversitenin akademik performansını izlemeye aracılık eder, kaynakları uzun süreli saklar ve yayınların etkisini artırmak için telif haklarına uygun olarak Açık Erişime sunar.MSGSÜ'de Ara
1960 sonrası süreçte ortaya çıkan ekolojik sanatın kavramlar ve amaçlar kapsamında değerlendirilmesi
Özet
Sanatçılar için ilham kaynağı olan doğa ile etkileşim, eski çağlardan beri var olan bir olgudur. Ancak 1960 öncesine kadar doğa, sanatçılar için eserlerine konu olarak resmettikleri bir objedir. Doğal sahneler yakalanarak yapılan bu çalışmalar, resim ve tuval gibi genellikle geleneksel görseller oluşturan pasif ve aslında doğadan uzak çalışmalardır. 60'lı yıllardan itibaren konu olarak doğa daha yoğun ortaya çıkar ve çevre kirliliğinin neden olduğu sorunlar, yeni bir sanatsal yaklaşımı da beraberinde getirir. Çevre meselelerine karşı daha büyük bir değişim ve bilinç başlar. Bu değişimle birlikte sanat çalışmalarının anlamı, yeri, araçları ve yöntemleri de değişir. Sanat, gerçekte var olmayan ideal doğa kavramını dile getirmekte yetersiz, ancak doğal çevrenin tahrip edilmesi gibi mevcut tehlikeler konusunda toplumu bilinçlendirmekte kararlı bir rol üstlenir. İlk olarak galeri mekanlarını terk etme, sanat nesnesi anlayışını reddetme kaygısıyla yola çıkan bazı sanatçılar sonrasında doğayı gözlemleme, ona saygı duyma ve farkındalık sağlamayı hedeflemiştir. 20.yy da doğa yeniden tanımlanmış ve sanatçılar daha kritik bir görev üstlenmişlerdir. Doğa, sanat eseri için sadece bir hammadde ya da kaynak olmanın ötesinde onun konusu, eko-politik bir söylem sahası ve doğrudan iyileştirilmek için bir alan olmuştur. Tüm bu girişimler değişime etki etmeyi, iyileştirmeyi, onarmayı, geri dönüşümü amaçlayan disiplinler arası bir hareket olan Ekolojik Sanatı da beraberinde getirmiştir. Ekolojik Sanatı tanımlayabilmek, üretilen çalışmaları anlamlandırabilmek için öncelikle bu sanatsal hareketin çıkmasına zemin hazırlayan faktörleri tespit etmek gerekir. Bunun içinde ekoloji, ekolojik düşüncenin doğuşu, bir bilim dalı olarak ve hareket olarak benimsenmesi, ekoloji biliminin oluşturduğu bağlamdan türeyen çeşitli ekolojist hareketlerin paralel gelişim süreçleri, çevrecilik ve ekolojik düşünce arasındaki ilişkiler önemlidir. Günümüzde ekolojik sorunların hızla artmasıyla birlikte oluşmaya başlayan farkındalık sonucu çevre ile ilgili uluslar arası düzeyde bireysel ve toplumsal faaliyetler gözlenmektedir. Var olan çevresel örgütler büyümekte ve gün geçtikçe yenileri eklenmektedir. Yeni bir dünya görüşü ortaya koyan ekolojik guruplar, ekolojik sorunlara ve sebeplerine bakış açılarıyla, önerdikleri toplum modelleriyle birbirlerinden ayrılmaktadırlar. Ekolojik düşünce deyince tek bir akım veya guruptan, herkes tarafından kabul edilebilir bir yapıdan ya da ideolojiden bahsedilemez. Çevre korumacılıktan anarşizme, radikal ekolojiden eko-sosyalizme, eko feminizmden dinsel hareketlere pek çok ekoloji düşüncesi bulunmaktadır. Ekolojik düşünceden eyleme geçilmesiyle bu sorun, 1960'lı yıllarda uluslar arası gündeme oturmuş ve kendi içinde pek çok farklı yaklaşım ortaya çıkmıştır. Corolyn Merchant ekoloji düşüncesini; mistik bir doğaya dönüş hedefiyle insan- merkezciliğinin eleştirisinin bir temsilcisi olarak Derin Ekoloji, metafiziğin önemini vurgulayan Mistik Ekoloji ve ekolojik krizin kaynağını, toplumsal yaşamın örgütleniş şekillerinde bulan kapitalizme vurgu yapan anlayışların temsilcisi olarak Toplumsal Ekoloji olmak üzere üç guruba ayırır. Derin Ekolojinin Ekolojik Sanat'ın çıkış noktasını oluşturduğu düşünülmektedir. Ekolojik Sanat hareketi çevresel meseleleri tartışmak için eylem çağrısında bulunan, sıkıntılı bir ekosisteme denge sağlamayı, geri onarım, düzeltme ya da geliştirme amacıyla sanatı kullanmayı amaçlamış bu süreçte de bilim ile sanat arasındaki sınırları kaldırmıştır. Sanat-bilim arasındaki ilişki doğa üzerinde bir hakimiyet kurmaktan uzaklaşarak karşılıklı dayanışmaya dönüşmüştür. Ekolojik Sanat çalışmaları, ekosisteme odaklanmış ve varoluşumuzu onun kurtuluşuna, onarımına, sürdürülebilirliğine bağlamıştır. Doğrudan gerçek dünya sorunlarına yönelen ekoloji sanatçıları, sanatın çevre içerisinde doğal dünya ile daha derin bir bağ kurabileceğini göstererek ortak bilinç oluşumuna katkı sağlamışlardır. Ekolojik sanatçılar birleştirici ve yöneticidirler, hem kavramsal sanatçı hem de eylemcidirler. Onlar peyzaj mimarları, mimarlar, ekologlar, mühendisler, şehir plancıları vb. mesleklerin fikirlerini birleştirebilir, sentezleyebilir ve estetik çerçevede ekolojik fonksiyona sahip bir sanat çalışmasına dönüştürebilirler. Disiplinler arası işbirliği ve yapılan çalışmaların işlevsel olması Ekolojik Sanatın önemli özeliklerindendir. Bu alanda yapılan çalışmalar, sanatçıların seçmiş olduğu kavramlara, malzeme, teknik ve amaçlarına göre sınıflandırılabilir. Anahtar Kelimeler: Doğa, Çevre, Çevresel Sanat, Ekoloji, Ekolojik Sanat, Seramik.
Koleksiyonlar
- Sanatta Yeterlik Tezleri [486]