Özet
Disiplinlerarası çalışmaların sayısının gittikçe arttığı günümüzde, sosyolojiyle edebiyatın etkileşim alanı olarak okunabilecek edebiyat sosyolojisine olan ilgi de büyümektedir. Bu bağlamda bir edebi yapıtı tartışırken sadece metnin içsel çözümlenmesiyle sınırlı kalmamak; yapıtı oluşturan dışsal örüntüye bakmak da önem kazanır. Metni yaratan çerçeve içinde; dönemin baskın ya da karşıt ideolojisinin, anlatıcıların bireyi çözümlemeye çalışmalarının önemi büyük olmakla birlikte; özellikle roman merkezli düşünüldüğünde, yapıta piyasa şartları üzerinden de bakmak gerekir. "1990 Sonrası Türkiye'de Çok Satan Romanlar Üzerine Sosyolojik Bir Değerlendirme" başlıklı bu tez de temelinde roman-piyasa ilişkisini tartışmayı hedefledi. Bu bağlamda; kültür endüstrisinin kendisini daha fazla hissettirmeye başladığı 1990'lı ve 2000'li yıllar incelenirken iki ana noktaya odaklanıldı. İlki; roman içeriklerinin edebiyat piyasasını nasıl şekillendirildiğinin tartışmaya açılması oldu. Bunun için de bir taraftan, 1990'larda geçmişle hesaplaşmayı daha derinden yaşayan edebiyatçıların süreç içindeki tematik ve biçemsel üslûplarındaki ortaklıklara dikkat çekmeye çalışıldı. Diğer taraftan geçmişi tartışma meselesine direkt dahil olmayan ama polisiye, biyografik roman gibi türlerle piyasanın içindeki varlığını hissettiren romancıların yapıtları analiz edildi. 2000'lere ise, geçmişle ilgili tartışmaların ayrışmaya başladığı, romanda kimlik tartışmalarının daha derinden hissedildiği yıllar olarak dikkat çekildi. Bu noktalar tartışılırken; edebiyat piyasa ilişkisi de 1990'lardan itibaren tematik tartışmaların içine yerleştirilerek aktarılmaya çalışıldı. Bu bağlamda seçilen romanların okuyucuya ulaştırılırken okurla-yazar arasındaki bağlantı noktalarının nasıl kurulduğuna değinildi. Yayınevleri, reklâmlar, röportajlar, yazar fotoğrafları, kapak tasarımları, eleştiri yazıları vb. araçlarla roman piyasası içindeki devinim tartışmaya açıldı.