Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Açık Bilim, Sanat Arşivi
Açık Bilim, Sanat Arşivi, Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi tarafından doğrudan ve dolaylı olarak yayınlanan; kitap, makale, tez, bildiri, rapor gibi tüm akademik kaynakları uluslararası standartlarda dijital ortamda depolar, Üniversitenin akademik performansını izlemeye aracılık eder, kaynakları uzun süreli saklar ve yayınların etkisini artırmak için telif haklarına uygun olarak Açık Erişime sunar.MSGSÜ'de Ara
Pişmiş toprak malzeme: genel bakış ve tarihçe
Özet
Toprak, şüphesiz insanın biçimlendirme ve üretim açısından ilişkiye girdiği ilk doğa
parçasıdır. Kişinin üzerinde doğduğu, yaşadığı, ürünler aldığı, çeşitli gereçler ürettiği,
kullandığı ve nihayet gömüldüğü toprak.
Toprak, insanların ilk olarak biçimlendirme uğraşı içine girdiği, onu şekillendirmeye
çalıştığı bir maddedir. Bir anlamda doğaya belki de ilk başkaldırının, doğanın, doğal
çevrenin mutlak egemenliğinden kurtularak.ona hükmetme gayretlerinin, onu insanın
kendi gereksinimleri doğrultusunda şekillendirmenin bir aracı.
Toprağın insan üzerindeki etkisi ihmal edilemeyecek kadar güçlüdür, hatta farklı bir
açıdan bakılacak olursa, "kutsaldır'' dahi denebilir. Gerek ilk bilimsel açıklamalarda,
gerekse farklı kültürlerde hakim olan dinsel inanışlarda, toprak açıkça temel
varlıklardan biri olarak yeralmaktadır. XVII.Yüzyıla, Galileo'nun bilim alanında çok
farklı yaklaşımların oluşmasına neden olan fikir ve buluşlarına kadar bilim dünyasına
egemen olan görüş, hava, ateş, su ve toprağı içeren dört elemanın varlığını esas
almaktadır r1 ].
Değişik toplumlarda hakim olan dinsel yaklaşımların birçoğuna göre toprak,
kendisinden insanın yaratıldığı, dolayısı ile yaşamın doğup gelişmesine zemin
hazırlayan varlıktır. Semavi dinlere göre ilk insan topraktan yaratılmıştır, dolayısı ile
bir anlamda insan topraktan gelmektedir. insan, doğa, özellikle ölüm hadisesi
karşısındaki çaresizliğini ve teslimiyetini, boyun eğişini, "topraktan geldik, toprağa
gideceğiz", şeklinde ifade ederek, bu doğal olayı kendince gerekçelendirmeye gayret
etmiş, kabullenmeye çalışmıştır.
İslam Dini'nde, su bulunamadığı zaman, bir anlamda toprakla abdest alınarak arınma
(teyemmüm) yapılabilmektedir. Bu arınmada kişi, "iki el ile toprak cinsinden bir şeye
bir kere vurup.bununla yüzünü meshetmektedir. Bu işlem, yine ellerin toprağa
vurularak, dirseklere kadar kolların meshedilmesi ile devam etmektedir.
Bütün bu yukarıda değinilen hususlarla, bunlardan başka birçok örf, adet, inanış ve
davranış biçimi, sonuçta, toprağın başından beri insan için çok önemli olageldiğini
göstermektedir. Gerçekten de, bir anlamda doğaya karşı dirense de , hatta bugünkü
koşullarda doğayı tahribe dahi yönelmiş olsa da, sonuç itibarı ile insanlar onun
üzerinde yaşamışlardır. Çağlar boyu, şu veya bu şekilde, kilden, topraktan yapılmış
yapılarda barınmışlar, yaşamışlar.topraktan ürettikleri ile varlıklarını sürdürmüşlerdir.
Hançerlioğlu [2 ],toprağın, "doğa" kelimesi ile anlamdaş olarak kullanıldığını yazmakta
ve şöyle devam etmektedir: "Klasiklere göre değer yaratan üç güç vardı: Doğa gücü
(toprak), insan gücü (emek) ve para gücü (anamal)... insanın ilk üretim aracı, insan
emeğinin ilk uygulama alanı topraktır. Toprak insan için, tıpkı insanın maddi vücüdü
gibi önkoşuldur."
Tarımsal üretim.yeryüzündeki ilk toplu üretim olarak kabul edilebilir. Topluca
barınmak.korunmak ve avlanmak dışında , yerleşik toplumlarda gerçek anlamda
üretime yönelik ilk işbirliği muhtemelen toprağın işlenmesi ve ürün alınması için
gerçekleşmiştir. Dolayısı ile topraktan alınan ürünün işlenmesi ve değerlendirilmesi
yine birbirini işlevsel açıdan izleyen birçok faaliyet alanını ve sonuçta yukarıda
değinilen organizasyonu doğurmuştur. öte yandan, konu ile ilgisi pek yokmuş gibi
görünse de.yaşamın alanı ve üretimin kaynağı olan "toprak" için çağlarboyu kan
dökülmüştür ve dökülmektedir.
Seri ve Seri No
Meslek Yüksek Okulu Yayın No: 11Koleksiyonlar
- Kitaplar [612]