Özet
Post Modernist sanatın genel akışından farklı olarak Aydın Ayan'ın sanatı dolaysız olarak insanı ve onun sosyal konumunu anlatır. Bu sanat meydan okurcasına içinde bulunduğu somut durumu ve tarihsel saptamalarıyla insanın önceliğini onaylar. Ayan'ın etkileyici deyişiyle, "yaşamın tanığı" olmak ister; kendi memleketinde yaşanan yaşamın tanığı. O, sanatı bir "toplumsal bilinç biçimi" olarak kavrayan anlayışında gayet rahat bir şekilde açıktır. Ayan'a göre sanatçı toplumun üstünde veya dışında yalıtılmış olarak sanatını sürdüren ve böylelikle, belki de istemeyerek, varolan sosyal statüleri devamlı kılan kayıtsız bir izleyici değildir. Sahip olduğu özel yeteneklerden ötürü borçludur topluma ve çevresindeki dünyaya; insanlar kadar doğayı ve vahşi hayvanları da kapsayan o dünyaya ...
Ayan'ın sanatını anlatmanın en iyi yolu sanatçının yaratıcı eyleme katkısı olmayan ama onun "niçin", "ne", "nereden", "nasıl" ve "neden dolayı" kavramlarını sorgulayan kendine özgü toplumsal sorumluluğundan geçer. Bu bakışla, resmin "nasıl"ı biçem, teknik, sanatın kendine özgü gerekleri kadar neyin resmedildiği ve kimin için yapıldığı ile de belirlenmektedir. Ayan'ın ulaşmak istediği "kime" ise kendi ilerici eleştirel çağdaşları ve bunların ötesinde, ülkesinin kendilerine modern dünya içinde sömürü yerine umut vadeden ayak izlerini didinerek arayan yoksul insanlarıdır.
Bu kitap sanatçının 07 Nisan - 10 Mayıs 2017 tarihleri arasında MSGSÜ Tophane-i Amire Kültür ve Sanat Merkezi “Beş Kubbe Salonu”nda gerçekleştirdiği “AYDIN AYAN ‘Sır ve Büyülü Gerçek” 45. Sanat Yılı Sergisi nedeniyle hazırlanmıştır.