Abstract
Su, tarih sahnesinin en başından itibaren bütün canlılar için en önemli hayat kaynağı olmuştur. Bütün uygarlıklar suya ulaşmaya çalışmış, su için mücadele etmiş, yaşamlarını suyu referans alarak sürdürmüşlerdir. Birçok medeniyete ev sahipliği yapan ülkemizde de bütün toplumlar temiz suya ulaşmak için su yapıları inşa etmişlerdir. Tarih boyunca birçok ulusun topraklarına katmak istediği İstanbul şehri ise su yapıları bakımından oldukça zengindir. Özellikle şehirde hüküm süren Roma, Bizans (Doğu Roma) ve Osmanlı Devletleri temiz suya erişmek için binlerce su yapısı inşa etmiştir. Roma ve Bizans (Doğu Roma) dönemlerinde suyu biriktirebilmek amacıyla çok sayıda açık ve kapalı sarnıç yapılmıştır. Osmanlı döneminde birçok yeni su yolu inşa edilmekle birlikte Roma ve Bizans dönemlerinden kalan su yolları da yeniden yapılırcasına onarılarak hizmete alınmıştır. Kanunî Sultan Süleyman döneminde İstanbul nüfusunun hızlı bir artış göstermesi üzerine şehirdeki su kıtlığı doruk noktalara ulaşmış ve Mimarbaşı Sinan tarafından bazı eski Roma dönemi kemerlerinin kalıntıları kullanılarak Kırkçeşme Su Yolu inşa edilmiştir. Tarihi Yarımada'yı besleyen bu isale sisteminde onlarca su kemeri, çökeltme havuzu, galeri ve maksem mevcuttur. Şehrin kuzeye doğru genişlemesi ve Beyoğlu-Beşiktaş gibi yeni yerleşim yerlerinin ortaya çıkmasıyla birlikte buradaki su ihtiyacını çözme adına Taksim Su Yolu inşa edilmiş ve tıpkı Kırkçeşme Su Yolu'nda olduğu gibi Belgrad Ormanları'nda toplanan temiz su, bu bölgelerin su ihtiyacını gidermiştir. Kırkçeşme ve Taksim isalelerinin büyük kısmının günümüzde tahrip edilmiş olmasına karşın bir kısmının özgün işleviyle hâlâ çalışıyor ve sisteme hizmet ediyor olması, su mirasımız açısından kayda değer bir gelişmedir. İki isale hattında mevcut olan su kemeri, maksem, çökeltme havuzu, baca ve galeriler su medeniyetimizin nitelikli birer tezahürüdürler. Bu eserlerin tekil ve bütüncül ölçekte korunması, özgün bir şekilde gelecek nesillere aktarılması ve bütüncül ölçekte yönetim plânlarının hazırlanarak Dünya Miras Listesi'ne dahil ettirilmesi ülkemiz için önemli bir sorumluluktur.