Mimar Sinan Fine Arts University Institutional Repository
DSpace@MSGSÜ digitally stores academic resources such as books, articles, dissertations, bulletins, reports, research data published directly or indirectly by Mimar Sinan Fine Arts University in international standarts, helps track the academic performance of the university, provides long term preservation for resources and makes publications available to Open Access in accordance with their copyright to increase the effect of publications.Search MSGSÜ
Türk sinemasında çekim sonrası üretime dayalı teknik altyapı sorunları ve bunun sinema sanatına etkileri
Abstract
Başlangıcından günümüze Türk sinemasında çekim sonrası üretim ve teknik altyapı sorunları, üç ana başlık içinde incelenmiş ve bunun sinema sanatına etkileri sunulmuştur. Sinema, Türkiye'ye icadından çok kısa bir süre sonra gelmiştir. Osmanlı Devleti'nin yıkılıp Anadolu'da kurtuluş mücadelesinin verildiği bu yıllarda teknik altyapı açısından en önemli gelişme 1915'te Ordu bünyesinde kurulan "Merkez Ordu Sinema Dairesi"dir. Bu dönemde çekim ve çekim sonrası teknik altyapısı için önemli yatırımlar yapılmış, teknik bir ekip yetişmiştir. Daha sonra sinema faaliyetleri, Merkez Ordu Sinema Dairesi'nin ekipmanını devralan Müdafaa-i Milliye Cemiyeti, Malül Gaziler Cemiyeti gibi yarı resmi kuruluşlar eliyle yürütülmüştür. Türk sinemasının ilk özel film şirketi olan Kemal filmin kurulması (1921) ve Muhsin Ertuğrul'un bu şirket bünyesinde filmler çekmeye başlaması (1922) bu alanı olumlu biçimde etkilemiştir. Ancak asıl önemli gelişme Muhsin Ertuğrul'un İpek Film adına çekim ve çekim sonrası alanında yaptırdığı yatırımlardır. İpek Film, modern laboratuvar ve stüdyosuyla ülkemizde bu alandaki en önemli çalışma olmuştur. Ancak bu teknolojik yetkinlik, filmlerin başarılı olmasına yetmemiş, bu dönemde çekilen filmler geniş seyirci kitlesinden uzak, sinema sanatı bakımından da yetersiz yapımlar olarak kalmışlardır. Muhsin Ertuğrul'a tepki olarak ortaya çıkan kuşak ise zıt koşullarda çalışmıştır. 1940'lardan itibaren sinema alanına giren sinemacılar, kimsenin yatırım yapmak istemediği, devletin ise destek vermeyip buna karşı sadece engeller koyduğu bir ortamda, seyirciye ulaşabilen, sinemasal açıdan nitelikli ürünler vermişlerdir. Bu dönem, Türk sinemasındaki teknolojik altyapının geri gitmesi ve bu alanda yatırım yapılmaması konusunda bir milat olmuştur. Film üretiminin ve seyirci sayısının arttığı, sinemacıların seyirci ile çok yakın ilişki kurabildiği 1950-1970 yıllarında teknolojik altyapı problemleri ve bu konudaki standart dışı çalışmalar sürmüştür. Laboratuvarlar artan film talebi karşısında hızlı, ucuz ve bilimsel olmayan koşullarda üretim yapmışlardır. Bunda devletin sinemaya, özellikle de teknolojik alana yatırım yapmaması, sinemacıların teknolojiden uzak olmaları, teknik standartların önemsenmemesi, ekonomik yetersizlikler, seyircinin bu konuda bir talebinin olmaması gibi bir dizi durum ve koşul etkili olmuştur. Sinemada çekim sonrası üretim açısından bilimsel standartların uygulandığı tek modern teknik altyapı Prof. Sami Şekeroğlu tarafından kurulmuştur. Ancak Türk sineması, Sinema-TV Enstitüsü'ndeki bu çağdaş altyapıdan yeterince yararlanamamıştır. Sinemacılar, yurtdışına gönderdikleri filmler teknik yetersizlik nedeniyle geri dönmeye başlayınca Sinema-TV Enstitüsüne başvurmak zorunda kalmışlardır. Türk sinemasında yetersiz teknik donanımlarla yapılan çekim sonrası üretim çalışmaları 90'lardan sonra reklam ve televizyon sektörünün de etkisiyle farklı bir yapılanma içine girmiştir. Bu yıllarda faaliyet gösteren film laboratuvarları teknik altyapılarını reklam sektörüne ve yeni kurulan özel televizyon kanallarına yapacakları işlere göre yenilemeye çalışmıştır. Bu geç kalmış düzelme eğilimi başka bir çarpıklığı beraberinde getirmiştir. Artık terk edilmekte olan teknolojik ürünler bilinçsizce satın alınmaya başlanmıştır.1990'ların ortalarından itibaren bilgisayar teknolojileriyle birleştirilen elektronik görüntü işleme üniteleri çekim sonrası üretim uygulamalarında da kullanılmaya başlanmıştır. Yeni teknolojilerin kullanımı sinemacılara bazı kolaylıklar sağlamasına karşın yeni sorunlarla da karşılaşılmıştır. Dijital teknolojilerin bilinçsizce kullanımı, bu alandaki teknik standartlaşmanın tam olarak belirlenememesi, nitelikli teknik eleman yetersizliği gibi nedenler çekim sonrası üretim alanında sonucu olumsuz etkilemiştir. Ancak teknolojinin geriliği ya da gelişmişliği filmlerin başarılı ya da başarısız olmasında başat etken değildir. Eski ve yeni Türk filmlerinin izlenme oranları ve gişe başarıları arasındaki farklar bunun somut göstergesidir. Anahtar kelimeler: Sinema, sanat, Türk sineması, teknik altyapı, film laboratuvarı.
Collections
- Sanatta Yeterlik Tezleri [486]