Özet
Gözünü doğaya açan ilk insanın ilk gördüğü ve duyumsadığı şeyleri belleğine alması ve onları tekrardan ortaya çıkarması imge çoğaltmasının ilk örnekleridir. İmgeleme yöntemiyle maddeyi başka bir biçime dönüştürme yetisine sahip tek varlık olan insan, kendi yapısıyla birlikte var olan bilincini ve belleğini kullanarak ürettiği imgeleri ve simgeleri yine kendi yaşamsal alanlarında kullanan tek varlıktır. İmgenin bilinçli olarak üretilmesinde ise kuşkusuz en önemli görevi sanat ve sanatçılar üstlenmişler ve bin yıllardır varlığı en iyi ifade eden imgeleri yaratmışlardır. Tarihteki ilk sanatsal çoğaltma yöntemi silindir mühürlerden kil tabletlere aktarmayla başlamış, kağıdın bulunuşuyla bir kalıptan birden çok baskı elde edilmiş ve baskı resim yollan zamanla geliştirilerek yeni yeni yöntemler üretilmiştir. Baskı çoğaltmayla ortaya çıkan değerlerle de toplumların ve kültürlerin öz değerleri imgeselleşmiş ve ölümsüzlüklerini kazanmışlardır. Litografi ve serigrafinin de eklenmesiyle baskı alam her türlü sanatsal, kültürel, toplumsal ve endüstriyel ihtiyaca cevap vermeye başlamıştır. Teknik ilerlemelerle birlikte artık imgeler dünyasına dönen yaşamı içinde insanoğlu kendine yedek bellekler aramaya başlamış ve bilgisayarı bulmuş, iletişimi ışık hızından da daha hızlı bir hale getirmiş, dijital çoğaltma yöntemleri ile orjinallik kavramına yeni anlamlar eklenmiştir. Tüm bu bağlantılar içerisinde yine de her zaman en gerçekçi olan anlam bütünlüğü orijinal olan varlığın kendisi olmuş, kopyalanarak çoğaltılması da onun varlığına güç kazandırmıştır. İmgesel arayışlarla oluşturduğum yapıtlarımda yaşamsal ve mekansal elemanların ele alınması ve onların resimsel değerler doğrultusunda boya ve baskı resim yollarıyla ortaya çıkarılması ve bu süreç içerisinde başından sonuna kadar birbirleriyle bağlantılı olmaları, imgelerin resimlerimdeki serüvenini göstermektedir ve çoğaltmayla kazanılan sayısal etkiyle de bu durum pekiştirilmektedir. ANAHTAR KELİMELER: İmge, Çoğaltma, Baskı-Resim.