Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Açık Bilim, Sanat Arşivi
Açık Bilim, Sanat Arşivi, Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi tarafından doğrudan ve dolaylı olarak yayınlanan; kitap, makale, tez, bildiri, rapor gibi tüm akademik kaynakları uluslararası standartlarda dijital ortamda depolar, Üniversitenin akademik performansını izlemeye aracılık eder, kaynakları uzun süreli saklar ve yayınların etkisini artırmak için telif haklarına uygun olarak Açık Erişime sunar.MSGSÜ'de Ara
SEEB-TR: Sürdürülebilir enerji etkin binalar = Sustainable energy efficient buildings: Sempozyum bildiri kitabı, 7-9 Ocak/January 2014, Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi

Göster/ Aç
Erişim
© Mimar Sinan Güzel Sanatlar ÜniversitesiTarih
2016Yazar
Ergönül, Sema
Özgünler, Mustafa
Arpacıoğlu, Ümit T.
Şansal, Tolga
Şimşek, Ceyda
Üst veri
Tüm öğe kaydını gösterÖzet
Nisan 1987: Türkiye'nin ilk başarıya ulaşmış yeşil-çevreci eylemi (Manisa Tarzanı’nı saymazsak) gerçekleşiyor. On kişilik bir grup, nesli tükenmekte olan Caretta Caretta’lar için Dalyan İztuzu Sahili’nde açlık grevi yapmaya karar veriyor. Çünkü Caretta Caretta’ların dünyadaki nadir yumurtlama alanlarından birine otel inşaatı yapılmaya başlanmış durumda. Bu inşaatın mutlaka durdurulması gerekiyor; aksi takdirde bu otel, Caretta Caretta’ların sonu olacak.
Çevreci grubun çoğunluğunu Mimar Sinan Üniversitesi’nden bir grup öğrenci oluşturuyor. Dalyan’a gidebilmek ve oradaki açlık grevi boyunca gerekli ihtiyaçlarını karşılayabilmek için, okulda diğer öğrencilere durumu anlatıp maddi destek topluyorlar. Sonunda İztuzu Sahili’ne vararak çadırlarını kuruyor ve açlık grevine başlıyorlar.
Basın eyleme ilgi gösteriyor; hatta bazı gazeteler haberi ön sayfalarına taşıyor. Nesli tükenmekte olan Caretta Caretta’lar sayesinde Dalyan-İztuzu sahili kamuoyunun ilgisini çekiyor. Hatta, “kuş uçmaz kervan geçmez” bu sahile bir bisikletli postacı bile geliyor ve şaşkınlıkla soruyor:
“İztuzu Sahili adresine telgraf var. Burada ‘Doğa Korumacıları’ isimli birileri var mı?”
“Biziz.” diyoruz ve postacıdan eylemimize gelen destek telgraflarını alıyoruz. Postacı, bu garip adrese telgraf teslim etmenin mutluluğuyla pedallarına basarak uzaklaşıyor.
Açlık grevi ilerledikçe sivil toplum örgütleri ve hatta bazı parti temsilcileri kumsala kadar gelerek olayı anlamaya çalışıyorlar:
“Dünyada bunca insan açlıktan ölürken, kaplumbağalar için açlık grevi mi yapılır?”
Biz de anlatmaya başlıyoruz:
“Çevre, insan, hayvan, bitki... Bunlar birbirinden ayrılmaz parçalardır. Varlıkları birbirine bağlıdır. Çevre duyarlılığı en küçük ayrıntıyla başlar. Hayvana duyarlı olan bir insan, insana duyarsız kalabilir mi? Birinin yokluğu, doğanın dengesini bozar. Bizim eylemimizde kaplumbağa, doğa bütününün bir simgesidir.”
Bazıları anlıyor. Yerel halka da anlatmak için Dalyan’da kahvehane toplantısı düzenliyoruz. Onların bir kısmı bizi anlıyor; bir kısmı ise hâlâ bizi “Yunan casusu” sanıyor...
Açlık grevi boyunca alternatif enerjiler hakkında konuşuyoruz. Harcadığımız kadar enerjiye gerçekten ihtiyacımız var mı? Fazlasını istemiyoruz.
Açlık grevinin sonunda, oluşan kamuoyu desteği ve eylemin yarattığı baskı sayesinde otel inşaatı durduruluyor ve Caretta Caretta’lar rahat bir nefes alıyor.
Bu eylemin ardından, bazı siyasi partiler çevre politikalarını parti programlarına almaya başlıyor. Hatta bu çevreci hareket, sonradan bir siyasi parti kuruluşuna kadar uzanan bir sürecin de öncüsü oluyor.
Seri ve Seri No
Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Yayınları;827Koleksiyonlar
- Kitaplar [932]