Abstract
Antik çağlardan günümüze değin yüzyıllar boyunca, dünyanın birçok bölgesinden toplumlar mutluluk, sağlık, refah, başarı kısacası ideal yaşam arayışında olmuştur. Yönetimden eğitime, üretimden tüketime ve kentlerden devletlere kadar birçok başlığın inanç, ideoloji ve hayal gücüyle harmanlandığı bu ütopyalarda idealin olanın tanımı yapılarak bir "yeryüzü cenneti" ortaya konulmuştur. Bu ütopyalar, ideal toplumların özellikleriyle detaylandırılmış oldukları kadar ideal toplumların yaşayacakları ideal mekanları da vitrinlerine yerleştirmişlerdir. Mutlu insanların yaşayacağı bu ideal mekanlar, mimarlık ve kentsel detaylarla birlikte mimari ütopyalar olarak tanımlanacak ürünler olmuştur. Süreç içerisinde birbirlerinden etkilenerek ilerleyen ütopyaların içerikleri tarihsel kırılmalar oluşturan devrimlerin, savaşların ve buluşların etkisiyle değişim ve dönüşümler geçirerek 20. Yüzyıl'a ulaşmıştır. Bu tezde, antik dönemdeki Platon'dan 20. Yüzyıl'ın modern dünya devletlerine kadar geçen geniş aralıkta yer alan ütopyalar mekânsal ve toplumsal ilişkileri incelenmiş, mimari kavramlar üzerinden ortaklaştıkları ve farklılaştıkları noktalar araştırılmış ve ütopyaların günümüz mimari üretimine olan etkileri sorgulanmıştır.