Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Açık Bilim, Sanat Arşivi
Açık Bilim, Sanat Arşivi, Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi tarafından doğrudan ve dolaylı olarak yayınlanan; kitap, makale, tez, bildiri, rapor gibi tüm akademik kaynakları uluslararası standartlarda dijital ortamda depolar, Üniversitenin akademik performansını izlemeye aracılık eder, kaynakları uzun süreli saklar ve yayınların etkisini artırmak için telif haklarına uygun olarak Açık Erişime sunar.MSGSÜ'de Ara
Zamanın ve mekânın genişlemiş alanında bir kültürteknik : paralel projeksiyon
Özet
Bu çalışma, modern içkinlik ile rezonans halinde kalma arayışındaki modern mimari temsil sorunsalını bir dolayım (İng. mediation) sorunsalı olarak ele alarak, mimarlık pratiğinde belirleyici olduğu ilk kullanımlarından itibaren insan-merkezli bir yaklaşımla, sıklıkla aşkın mimar öznenin dehasının güvenilir/dolayımsız aracısı olarak değerlendirilen mimari çizimi (odak olarak paralel projeksiyonu) hem dolayımın performatif, fark üretici bir öğesi hem de insan – insan-olmayan melezi olarak ortaya koymayı, böylelikle modern mimari temsil sorunsalına temsil alanı içinden güncel bir bakış geliştirmeyi hedeflemektedir. Bu amaçla, modern pratikler alanının, modernitenin temel kategorileri olan 'zaman'a ve 'mekân'a bağlı şekilde melez patikalarının haritalanmasını takiben (zamanın ve mekânın genişlemiş alanı diyagramı), her türlü pratiğin temel dolayım öğelerine (özne-aracı-nesne) bağlanan pragmatik (özne), sentaktik (aracı) ve semantik (nesne) eğilimlerin melezlenmelerinde oluştuğunu görünür kılacak aksonometrik bir kavrayışa, bakışa yönelinir. Zamanın ve mekânın genişlemiş alanı, semantik, sentaktik ve pragmatik eğilimlerce mimari çizimin işe koşulma yollarınının izinin sürülebildiği bir zemini haritalar. Diyagramda, dünyevî zamansal ve mekânsal idealize kurguların söylemsel, dolayısıyla 'semantik-olmayan' zemini 'zaman' ve 'mekân'ın melezlenmelerinde görünür kılınırken, yine dünyevî bağlamda şekillenen, esas belirleyicikleri söz konusu idealize söylemlerden olmamalarına dayanan 'semantik-olmayan-olmayan (semantik-olan)' eğilimler, 'zaman-olmayan' ve 'mekân-olmayan'ın melezlenmelerinde konumlandırılır. Her türlü pragmatik arayışın yöneldiği zamansal ve mekânsal kesinlik arayışı 'pragmatik-olan'ı, 'zaman'ın ve 'mekân'ın genişlemesinde yerleştirilebilir kılarken, 'pragmatik-olmayan' eğilimler, zamansal ve mekânsal düzenlemelere mesafeli, eleştirel yönleri ile 'zaman-olmayan'ın ve 'mekân olmayan'ın genişleme alanında yer alır. Sentaktik-olan eğilimler ise, aracının kendi mekânsallığında geliştirilen mekân arayışları olarak 'mekân'ın ve 'mekân-olmayan'ın genişleme alanına yerleşir. 'Sentaktik-olmayan' eğilimler her '-olmayan' gibi 'sentaktik-olan'a bağımlılığını sürdürürken, sıklıkla zamansal vurgularıyla öne çıkan, aracının ve onun kendi mekânsallığının arka plana itildiği arayışların ifadesi olarak 'zaman' ve 'zaman-olmayan'ın dış genişleme alanındadır. Diyagramatik-olan ise, hem 'zaman'ı hem 'mekân'ı, hem 'zaman-olmayan'ı hem 'mekân-olmayan'ı içine çeken, dolayısıyla zamansal ve mekânsal bağlamda idealize edilemez olması anlamında 'mimarlık-olmayan' olarak genişlemiş alan diyagramının merkezine yerleşir. Bu bağlamda, çalışma metni, melezlikleri kuramsallaştırma yetisi olan söz konusu Kraussyen zemini aksonometrik bir bakışla, Alman Medya Kuramı filtresinden okuyarak, özne (x), aracı (y) nesne (z) ilişkisel koordinatları kılavuzluğunda üretilir. Kuram-pratik, imge-nesne, zihinsel-bedensel gibi özne-nesne yarılmasında inşa edilen medyal alanlardaki kutupsallaştırmalara temellenen mimari temsil krizi, herhangi bir tarihsel ve coğrafî sınırlandırma olmaksızın özne-aracı-nesne medyalitesini arkeolojik bir araştırma olarak sürdüren, insan ve insan-olmayanın dolayımının maddesel ve dışsal koşullarına yönelen Alman Medya Kuramı'nın post-humanist vurgunun ağırlık kazandığı 1990'lar sonrası ikinci fazındaki 'kültürteknik' çalışma alanının kılavuzluğunda, dolayım esasında ele alınır. Bu bağlamda, mimari çizimin kültürteknik olarak nitelenebilirliğini ortaya koyan belirleyici işlemsel ontolojilerine yönelik araştırma kökensel değiniler üzerinden sürdürülürken, posthumanist öznenin erken izlekleri Nietzsche'nin üst-insanı; Heidegger'in kendi ontolojizasyonunda etkin öznesi; ve Umwelt'i ile tanımlanan Uexküllyen öznede bulunur. Mimarlık pratiğinin zamansal ve mekânsal mesafedeki projeksiyonlar aracılığında gerçekleşmesine yol açan mimari çizimin, tarihsel süreçte kendi üzerine katlanarak genişlemelerini görünür kılan, kökensel bağını ve güncel uzantılarını, farklılaşan edimselleşmelerinde karşılık bulan sürekliliğinde ortaya koyan işlemsel ontolojisi, çerçeveleme olarak tespit edilir. Çerçeveleme işlemi, mimari çizimin kökeninden itibaren henüz gizinden çıkıp oluşa gelmemiş-olanı çerçeveleyen Heideggeryen 'gestell'e, onun tekno-ontolojik güncel açılımlarına uzanmasıyla önem kazanır. Rönesans'tan itibaren, özel birer paralel projeksiyon olan ortografik çizimlerin (plan, kesit, görünüş) nesnenin bütünsel ifadesinde bir arada (üçlü ortografik set), dünyadaki varlığın bilinmez olana yolculuğunda erişilebilir bir kavrayış zemini sunan, keşifci alana açılan prosedürü ifade eden Heideggeryen 'projeksiyon' mefhumuna paralel bir mecra olarak işe koşulabilir olması, tasavvurî nesnenin zamansal ve mekânsal mesafede inşasını olanaklı kılarak mimarlığın kurumsal, söylemsel, tekniksel bir modern disiplin haline gelişini tetikleyen temel kütürtekniğin mimari çizim/projeksiyon olduğu tespitini de mümkün kılar. Disiplin alanının, çizime bağlı konvansiyona paralel şekillenmesinde, mimari çizim ve baskı teknolojilerinin (matbaanın bulunuşu ve yaygınlaşması) oluşturduğu medya birliği de belirleyicidir. Bununla birlikte dolayım daima dolayımın silinmesi çabası ile beraber karşılanır. Özne-nesne bütünselliğinin yarıldığı, dolayımın öğelerinin özerkleşebilir olduğu düşüncesinin hakimiyet kazandığı modern bağlamda, mimarlık pratiğinde de, 'özne-nesne' bağıntısı 'özne-aracı-nesne' olarak okunur hale gelirken, 'aracı'nın görünmez kılınması, medyanın silinmesi talebini de beraberinde getirir. Nitekim idea-çizim-mimari nesne arasındaki dolayım, mimari çizimin modern dönümünün belirleyici ismi Alberti'den itibaren dolayımsızlık fantazisine bağlı değerlendirilecektir. Böylelikle mimari çizim sıklıkla öznenin zihnindeki ideanın mimari nesneye dolayımsız tercümesini sağlayan 'vasıta' olarak kavranırken, artan zaman-mekân-bilgi devinime paralel olarak aracının görünürlüğü, süreçteki fark üretici, 'medyatör' niteliği özellikle 'pragmatik-olmayan' ve 'sentaktik-olan'ın melezlenmelerinde olumlanarak değerlendirilecektir. Mimari çizim, Rönesans'tan itibaren ve Aydınlanma'da ivmelenerek mimarlık pratiğinin dahil olduğu kültür alanını zihinsel-bedensel ayrımına temellendirmesi; bu ayrıma bağlı olarak tasavvur etmek ve inşa etmek işlemlerinden oluşan bir sistemde faaliyet göstererek ayrımını ortaya koyduğu farkın birliğini, kendinde gücül olarak güncel tutması; aşkın bir birlikte tanımlanan ontolojizasyonu, modern projeksiyon mefhumuna parallel bir işlemsel alan sunarak çözündürmesi; velum ve pencere olarak tespit edilen iki temel çerçevelemeye dayanan işlemsel zeminde işleyerek dolayımı öncelemesi; hem ideal zamansal ve mekânsal eğilimlerin mutlakiyet odaklı kavrayışlarına imkân tanıması, hem de zamansal ve mekânsal kuşatmanın bir deixis olarak, olasılıklara, aralıklara, durumun koşullarına açık kalma halini kendinde içeren yaratıcı, performatif bir çerçeveleme olması; hem evrensel nitelikte bir kodlama üretmesi, kurumsallaştırması ve yayması, hem de mimari kodlamanın kendisini istikrarsızlaştıran kullanımlara imkân tanıyarak kaçış çizgileri çizmesi; kod-üreten ya da kod-yıkan/-bozan arayüzler olarak değerlendirilebilmesi nedeniyle, mimarlık pratiğinin modern süreçleri kateden belki de en kapsamlı kültürtekniği olarak tespit edilir. Çalışmada mimari çizim kültürtekniğinin tarihsel süreçte öne çıkan eğilimler üzerinden farklılaşan işe koşulma yolları, özne-aracı-nesne dolayımı bağlamında, medya-tekniksel kurulumları açığa çıkarılarak incelenir. Böylelikle "Semantik-Olmayan, Eleştiri-Olmayan, Nesne Olarak Mimarlık (1-5 melezi)" ve "Semantik-Olan, Bellek-Olmayan Araştırma olarak Eleştiri (6-4 melezi)"de konumlandırılan Aydınlanma Fransa'sında J. N. L. Durand ve E. L. Boullée'nin çizimlerinde 'kontrolör ve tasarımcı mimar özne'nin; "Semantik-Olmayan (1-2 melezi)" ve "Semantik-Olan (Semantik-Olmayan-Olmayan, 3-4 melezi)"da yer alan erken 20. Yüzyıl Almanya'sında Walter Gropius ve Bruno Taut'un çizimlerinde 'mutlak endüstriyel' ve 'tasavvurî toplumsal inşa olarak nesne'nin; "Sentaktik-Olmayan, Semantik-Olana/-Olmayana Geçiş (2-4 melezi)" ve "Sentaktik-Olan, Semantik-Olana /-Olmayana Geçiş (1-3 melezi)"teki, 1960'lar sonrası İtalya'da Aldo Rossi ve Superstudio'nun inşaları üzerinden ise 'etkilenim nesne'si ve 'imge-nesne'nin kurulumları ile, söz konusu genişlemenin tarihsel süreçlerde öne çıkan –aşağı yukarı– eş zaman ve mekânda birbirini tümler olan inşaları örneklenir. Zamanın ve mekânın genişlemiş alanı diyagramı üzerinde inşa edilen aksonometrik ve oblik inşalardan kurgulanan bir sergi ile ise, Aydınlanma'dan günümüze özne-aracı-nesne dolayımında pragmatik-semantik-sentaktik ilişkilenmelerdeki farklılaşmanın 128 adet çizim ile görece kapsamlı şekilde ortaya konması amaçlanır. Sergi incelemesi, genişlemiş alanın birbirini tümler bölgelerinden seçilen 10 adet paralel projeksiyonun medya-tekniksel kurulum incelemeleri ile detaylandırılarak, onun modern mimarlık kuram ve pratiğinin 'temsil' kavramıyla olan yüzleşmelerini kapsamlı şekilde haritalayan bir kültürteknik olduğu tespiti maddesel ve dışsal koşullara referansla desteklenir. Bu aynı zamanda, onun dolayımdan bağımsız bir vasıta değil, kodları sürekli olarak bozulan ve yeniden-üretilen bir arayüz olduğu anlamına da gelir. Kendi başvuru çeşitliliğinde, dolayımsızlık fantazisiyle aracının aracılığının, öznenin bireyselliğinin, nesnenin mutlak-olmayan devingen zemininin silindiği yanılsamasını geçersiz kılar. Aksonometrik/oblik projeksiyonunun güncel durumda konvansiyonel çizim teknikleri arasında öne çıkması, onun 'yönsüzlük', 'tersine çevrilebilirlik', 'tekrarlanabilirlik', 'ölçekler arası geçişlilik', 'sonsuzca bölünebilirlik' gibi geometrik ve maddesel niteliklerinin sembolik, kavramsal ve işlemsel-olana açılma, işlemsel zincirler ve karmaşık aktör ağları oluşturma yetisine; neredeyse yalnızca kendine referans geometrik maddeselliğinde içerdiği belirsizlik bölgeleriyle, farklı öznelerin okumasında/performansında, hem kuramsal dağarcık hem de inşaî pratik bağlamında yeniden-üretilebilirlik kapasitesi yüksek bir teknik olmasına bağlı görünür. Bu bağlamda, mimari temsil krizinin zaman-mekânsal çıkmazında başvurulan aksonometrik/oblik projeksiyonun önemi bu noktada; nesnenin değil özne-nesne ilişkiselliğindeki Dinge'nin yakalanamaz temsili için, temsil düzleminin kendi mekânsallığında kavramsal-olan ve algısal-olan arasında fark üretici niteliği ile çeşitlenen kapsamda bir mimari belleği oluşturarak özne-aracı-nesne dolayımının öğelerinin idealize kurgularının aşındırılabilirliğini ortaya koyan bir kültürteknik olmasında bulunabilir.
Bağlantı
https://hdl.handle.net/20.500.14124/1282https://kutuphane.msgsu.edu.tr/yordam/?p=1&alan=kunyeDemirbasKN_str&q=0076537
Koleksiyonlar
- Fen Bilimleri Enstitüsü [429]