Abstract
İnsan figürü tarihin ilk dönemlerinden günümüze kadar sanatın nesnesi olmuştur. Resim sanatı tarihinde insan figürü farklı anlayışlar bağlamında çok farklı üsluplar içinde ortaya konmuştur. Bu farklı yaklaşımlar ve üsluplar dönemlerinin özelliklerini yansıtmıştır. Türk resim sanatında, insan figürünü konu alan örneklerin 18.yüzyılın ikinci yarısına kadar minyatür dalında verildiğinden söz edilmektedir.1794 yılında Mühendishane-i Berri Hümayun' da 1835'te Mekteb-i Harbiye'de resim derslerinin verilmeye başlamasıyla, Osmanlı Türkiye'sinde batılı anlamda resim sanatı başlamış oldu. Sanayi-i Nefise Mektebi'nin 1882'de kurulup 1883'te eğitime başlamasıyla resim sanatı daha akademik bir yaklaşımla ele alınmaya başladı. Türk resim sanatında insan figürasyonu, cumhuriyet döneminde de batı resminden etkilenmekle beraber Türk sanatçıların, İslâmi gelenekler bağlamında süregelen insan ve hayvanların tasvirine yönelik tavırlar ile de bir tür mücadeleleri söz konusu olmuştur. 19. yüzyılın son çeyreğinden itibaren fotoğrafın bir araç olarak kullanılması, batı resminde olduğu gibi, Türk resminde de insan tasvirlerinin 'realist' bir şekilde ortaya konulmasını kolaylaştırdığı söylenebilir. İslam'da söz konusu olan surete karşı tavır, haliyle İslam sanatlarında da etkisini göstermiştir. İslam sanat anlayışında, canlı ve cansız varlıkların tasvirinde katı naturalist bir anlayış benimsenmemekle birlikte bunlar çoğunlukla stilize edilerek yorumlanmıştır. Ancak genel olarak, İslam'da geçmişten, minyatür geleneğinden gelen soyut güzellik ve kavramsal yorum anlayışının öne çıktığı söylenebilir. Dolayısıyla Türk sanatçıları arasında da naturalist denebilecek insan tasvirine karşı bir tedirginlik ve çekingenlikten de söz edilebilir. İnsan figürünü konu alan Türk sanatçıları insan tasvirine karşı bir takım katı dinsel tutumları fotoğraf vasıtasıyla daha kolay aşmıştır. Fotoğraf ressamların dolaylı gözlem araçlarından biri olmuştur. Türk sanatçıların batıdaki eğitim deneyimlerinden elde ettikleri kazanımlardan biri de, resimsel tasarımın alt yapısını oluşturan, doğrudan gözleme dayalı desen çalışmalarıyla organik figür pratiğini elde etmiş olmalarıdır. Burada "Cumhuriyet Dönemi Türk Resminde İnsan Figürü" başlığı altında ele aldığımız sanatta yeterlik eser metninde, Cumhuriyet Dönemi Türk Resminde İnsan Figürünün tarihsel süreçteki gelişimi, dönemler, akımlar, gruplar ve bireysel eğilimlerin baskın hale gelmeye başladığı 1960 sonrasında ise tek tek sanatçılar açısından ele alınıp, sanatçıların çalışmalarından örneklerle irdelenmiş ve kendi resimlerimle ilişkileri değerlendirilmiştir.