Özet
Tarih öncesi dönemlerden, günümüze değin nesnenin rolü birey için durmaksızın değişmiştir. Başlarda bireyin hayatta kalma amacına hizmet eden nesne, daha sonra değişen yaşam koşulları ile birlikte hem ticari bir meta hem de sanatçı için en önemli araç haline gelmiştir. 19. yüzyılda gerçekleşen teknolojik keşifler, psikoloji alanında ortaya konan gelişmeler, üretimde makineleşmenin getirdiği bolluk, insanın nesneye ve doğaya olan bakış açısını değiştirmiştir. Artık nesne araç olmaktan çıkıp, yaratıcı birey için bir kaynak haline gelmiş, çevresiyle olan ilişkileri sorgulanmaya başlanmıştır. Gestalt Psikolojisinin ortaya atılması ve Almanya'da kurulan Bauhaus okulunda öğretim modeli olarak uygulanması ile birlikte, Bauhaus öğrencileri temel eğitim dersleri kapsamında doğal ve yapay nesneleri etüt ederek yeni biçim araştırmaları yapmışlardır. Nesnelerin gözlemsel etüdüne ve kişisel yorumlar ile yeni biçim yaratmaya dayalı bu yöntem, günümüzde Bauhaus ekolünü benimsemiş eğitim kurumlarının programlarında yer almaktadır. Nesneler, her bireyin zihninde farklı anlamlar ifade etmektedir. Bireyin kimliği ve tecrübeleri nesneleri herkesten farklı algılamalarını sağlamaktadır. Bu sebeple, yaratım sürecinde uygulanan yöntem herkes için aynı olsa bile, algı ve kişisel yorumların değişmesi sebebiyle birbirinden farklı, özgün yapıtlar ortaya çıkmaktadır. Çalışma kapsamında, doğal ya da yapay kaynaklardan yola çıkılarak uygulanan gözlem-çözüm ilkeli yeni biçime geçiş yöntemi MSGSÜ Seramik ve Cam Tasarımı Bölümü ve ilgili diğer disiplinler özelinde incelenmiştir. İnceleme sonucunda farklı disiplinlerden öğrencilerin izledikleri yollar karşılaştırma yapılarak kapsam dâhiline alınmıştır.