Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Açık Bilim, Sanat Arşivi
Açık Bilim, Sanat Arşivi, Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi tarafından doğrudan ve dolaylı olarak yayınlanan; kitap, makale, tez, bildiri, rapor gibi tüm akademik kaynakları uluslararası standartlarda dijital ortamda depolar, Üniversitenin akademik performansını izlemeye aracılık eder, kaynakları uzun süreli saklar ve yayınların etkisini artırmak için telif haklarına uygun olarak Açık Erişime sunar.MSGSÜ'de Ara
BÜYÜK SELÇUKLU DEVLETİ’NİN GÛRLULAR DEVLETİ İLE SİYASÎ MÜNASEBETLERİ
Özet
Büyük Selçuklu Devleti ve Gûrlu Devleti’nin siyasî münasebetleri hakkında kaynaklarda Sultan Sencer (512-552/1118-1157) dönemine kadar bir bilgi mevcut değildir. Sencer’in iktidarının tesadüf ettiği yıllarda Gûrlular’da Melik İzzeddin Hüseyin (493-541/1100-1146), Seyfeddin Surî (541-544/1146-1149), Bahâeddin Sam (544/1149) ve Alâeddin Hüseyin (544-556/1149-1161) iktidara gelmiştir. Büyük Selçuklu Devleti’nin ikinci parlak dönemi olarak değerlendirilen Sultan Sencer devri oldukça önemli bir süreci kapsamaktadır. Nitekim melikliğinden itibaren bölgedeki hâkimiyetini güçlendirmeye gayret gösteren Sencer, bu doğrultuda Gazneliler ve Gûrlular gibi önemli devletleri tabiyetine almayı başarmıştır. Çalışmamızın konusunu teşkil eden Selçuklu-Gûrlu münasebetlerini tam manasıyla kavrayabilmek adına tarafların Gaznelilerle olan ilişkilerini de ele almak gerekmektedir. Selçuklu-Gazneli ilişkilerinin bir dönüm noktası olan ve Selçuklu Devleti’nin kurulmasıyla sonuçlanan 432/1040 Dandanakan Savaşı ile beraber Horasan’daki hâkimiyeti sarsılan Gazneliler, egemenliklerini devam ettirmeyi başarmışlardır. Ancak Sencer 510/1117 tarihinde daha önce hiçbir Selçuklu sultanının ele geçirmediği Gazne şehrine girmiştir. Böylece taraflar arasında Selçuklular metbû konumuna gelmiştir. Öte yandan Behram Şah (511-552/1117-1157)’ın Gazne tahtına geçmesinde büyük bir rol oynayan Sencer, kendisine bağlı kalındığı sürece Gazneliler’in dış meselelerine müdahil olmamıştır. Gûrlu-Gazneli ilişkileri Behram Şah’ın Kutbüddin Muhammed’i öldürtmesi ile tamamen gerginleşmiştir. Gûr lideri Seyfeddin Surî, kardeşinin öldürüldüğü haberini alınca büyük bir ordu toplamış ve Gazne üzerine harekete geçmiştir. Ancak bir süre sonra Seyfeddin’i öldürten Behram Şah, Gazne’ye yeniden hâkim olmuştur. İki kardeşinin intikamını almak isteyen Bahâeddin Sâm Gazne üzerine sefere giderken ölünce diğer kardeş Alâeddin Hüseyin intikam için yola çıkmıştır. Behram Şah ve Alâeddin arasında yaşanan savaşlarda özellikle Gazne şehri büyük zarar görmüştür. Gaznelilerin dış meselelerine karışmayan Sencer aynı politikayı ikinci tabi devlet için de uygulamıştır. Bu sebepten Gazneli-Gûrlu ilişkilerine doğrudan bir müdahalesi olmamıştır. Selçuklu-Gûrlu siyasî ilişkileri ilk olarak Melik İzzeddin Hüseyin’in Sencer ile olumlu ilişkiler kurmasıyla başlamıştır. İzzeddin, Sencer’e bağlılığını her yıl gönderdiği hediyelerle göstermeye çalışmıştır. Tüm bunlara rağmen Hasan-ı Yezdî’nin Câmi?u’t-tevârîh-i Hasenî isimli eserinde 515/1121 yılında Gûrluların Sencer’e karşı isyan ettiğine dair bir bilgi geçmektedir. Her ne kadar diğer kaynaklarda olmaması sebebiyle bu bilgiye şüpheyle yaklaşılması gerekse de Selçuklu-Gûrlu ilişkilerine ışık tutması bakımından önemlidir. Taraflar arasında en yoğun mücadele sahası Herat olmuştur. Sık sık el değiştiren şehrin 536/1141 Katvan bozgunundan sonra Gûrluların eline geçtiği görülmektedir. 542/1147 yılında Sencer komutanları vasıtasıyla şehri geri almak istediyse de muvaffak olamamıştır. Gûr hükümdarı Alâeddin Hüseyin Cihansûz, Gazne şehrini ele geçirdikten sonra bağımsız bir hükümdar gibi davranmıştır. Ödemesi gereken vergiyi göndermemiştir ve eski Herat valisi Ali Çetrî ile ortak hareket ederek Sencer’e isyan etmiştir. Tüm bu gerekçeler Sencer’in Gûrlular üzerine sefere çıkmasına sebep olmuştur. Çalışmamızda Sencer döneminde Selçuklu-Gûrlu siyasî ilişkileri ve tarafların Gazneliler ile münasebetleri incelenecektir. Ayrıca adı geçen üç devletin tabilik-metbûluk kapsamında ilişkileri değerlendirilip doğru sonuçlar çıkarılmaya çalışılacaktır. Bununla beraber Sencer’i Gûrlular üzerine sefere çıkmaya iten sebepler ve taraflar arasında yaşanan 547/1152 tarihli Nâb Savaşı ve sonuçlarının tahlili üzerinde de durulacaktır. There is no information in the sources about the political relations of the Great Seljuk State and the Ghurid State until the period of Sultan Sanjar (512-552/1118-1157). In the years when Sanjar's power coincided, Melik Izzeddin Hosayn (493-541/1100-1146), Seyfeddin Surî (541-544/1146-1149), Bahaeddin Sam (544/1149) and Alaeddin Hosayn (544-556/ 1149-1161) came to power. The period of Sultan Sanjar, which is considered as the second bright period of the Great Seljuk State, covers a very important process. As a matter of fact, Sanjar, who made an effort to strengthen his dominance in the region since his tenure, succeeded in subordinating important states such as Ghaznavids and Ghurids in this direction. In order to fully understand the Seljuk-Ghurid relations, which constitute the subject of our study, it is necessary to consider the relations of the parties with the Ghaznavids. The Ghaznavids, whose dominance in Khorasan was shaken with the Dandanakan War of 432/1040, which was a turning point in the Seljuk-Ghaznavid relations and resulted in the establishment of the Seljuk State, managed to continue their sovereignty. However, on 510/1117, Sanjar entered the city of Ghazna, which had not been captured by any Seljuk sultan before. Thus, the Seljuks came to the position of deposed between the parties. On the other hand, Sanjar, who played a major role in the ascension of Bahram Shah (511- 552/1117-1157) to the throne of Ghazna, did not intervene in the foreign affairs of the Ghaznavids as long as he remained loyal to him. Ghurid-Ghaznavid relations became completely strained when Bahram Shah had Kutbuddin Mohamed killed. When the leader of the Ghur, Seyfeddin Surî, got the news that his brother was killed, he gathered a large army and took action on Ghazna. However, after a while, Bahram Shah, who had Seyfeddin killed, regained control over Ghazna. When Bahaeddin Sam, who wanted to avenge his two brothers, died on his way to Ghazna, the other brother Alaeddin Hosayn set out for revenge. Especially the city of Ghazna suffered great damage during the wars between Bahram Shah and Alaeddin. Sanjar, who did not interfere in the foreign affairs of the Ghaznavids, applied the same policy for the second natural state. For this reason, there was no direct intervention in the Ghaznavid-Ghurid relations. The Seljuk-Ghurid political relations first started when Melik Izzeddin Hosayn established positive relations with Sanjar. Izzeddin tried to show his loyalty to Sanjar with the gifts he sent every year. Despite all this, there is information in Hasan-ı Yezdî's book named Câmi?u't-tevârîh-i Hasenî that the Ghur people revolted against Sanjar in 515/1121. Although this information should be approached with suspicion because it is not found in other sources, it is important in terms of shedding light on Seljuk-Ghurid relations. The most intense field of struggle between the parties was Herat. It is seen that the city, which changed hands frequently, fell into the hands of the Ghurids after the 536/1141 Katvan defeat. In 542/1147, Sanjar wanted to take the city back through his commanders, but he could not succeed. The ruler of Ghur, Alaeddin Hosayn Jahansuz, acted as an independent ruler after capturing the city of Ghazna. He did not send the tax he had to pay and acted in partnership with the former governor of Herat, Ali Çetri, and rebelled against Sanjar. All these reasons caused Sanjar to go on an expedition against the Ghurids. In our study, the Seljuk-Ghurid political relations and the relations of the parties with the Ghaznavids will be examined during the Sanjar period. In addition, the relations of the mentioned three states within the scope of subjectivity-subjugationand will be evaluated and correct results will be tried to be drawn. In addition, the reasons that prompted Sanjar on an expedition against the Ghurids and the analysis of the Nab War of 547/1152 between the parties and its results will be emphasized.
Kaynak
Genel Türk Tarihi Araştırmaları DergisiCilt
4Sayı
7Bağlantı
https://doi.org/10.53718/gttad.995536https://app.trdizin.gov.tr/makale/TkRnMU9USTVPUT09
https://hdl.handle.net/20.500.14124/263
Koleksiyonlar
- TRDizin [754]