Özet
Kadın işçiler kadın oldukları için kendilerini güvensiz, güvencesiz, şiddet, istismar ve aşağılanmayla örülü bir iş yaşamın içinde bulurlar. Doğrudan bedenlerine yönelik baskıları yaşamak zorunda kalırlar. Hamilelik sözleşmesi, tuvalet izni ya da eğer evliyse işe alınırken ne zaman çocuk doğurmayı düşündüğü sorusu bunlardan bazılarıdır. Antalya Serbest Bölgede Petrol-İş Sendikası üyesi olan kadın işçiler Eylül 2007'den itibaren 448 süren bir grev gerçekleştirdiler. Bu çalışma, serbest bölgede yaşanan grev deneyimini, kadın işçi olmanın ne anlama geldiğini esas olarak serbest bölgede çalışmayı deneyimlemiş kadın işçilerin tanıklıklarından yola çıkılarak tartışmaktadır.Çalışmanın kavramsal haritası olarak, patriyarka tahlili için üretim, yeniden üretim, toplumsallaşma/iktidar ve cinsellik alanlarının önemi belirtilerek; sınıf analizinin önemi vurgulanıp habitus, deneyim, tecrübe gibi kavramların sınıfsal güzergâhta rollerine değinilmeye çalışılmaktadır. En önemlisi de bu çalışmanın başoyuncusu olanların pasif değil, şu andaki ve gelecekteki durumlarıyla ilgili söz söyleyen, kendileriyle ilgili karar veren kolektif birer özne olduklarını kabullenerek ve onlara kulak vererek direniş mekanizmalarının yolu tartışılmaktadır.