Abstract
Modernleşmeye, modernitenin kurumsal ve siyasal altyapısının evrimi olarak bakan yaklaşım uyarınca, modernleşme; bireyleri bu amaca (modernliğe) dönük olarak kuran, kumanda eden siyasal bir proje olarak gösterilmektedir. Bu aynı zamanda, modernleşmeyi, içten gelmesi gerekenin (modernite), dışsal (modernleşme) ile ikamesi olarak tanımlamaya götüren sosyolojinin de varsayımlarından biridir. Yorumbilgisinin çağdaş sosyolojik modellerinden biri olan A. Giddens 'in yapılaşma kuramı ise, aktörlerin gündelik eylemlerini gerçekleştirirken kullandıkları karmaşık becerilerin, modernleşme sürecinde oldukça önemli olduğunu göstermektedir. Böylelikle yapı ve eylem arasındaki yapılaştırıcı ilişki üzerinden modernleşmeyi kavramak mümkün hale gelmektedir. Yapılaşma kuramının bir yansıması olarak Şerif Mardin 'in yöntemsel düzeydeki yaklaşımı, yaşamsal alanı, kültürel alanı ve kimlik oluşum süreçlerini içeren bir sivil toplum ve modernleşme açıklaması sunmaktır. Böylelikle modernleşmeyi anlamada, yorumbilgisel, kültüralist bir tarihsel sosyolojinin imkânlarını göstermek mümkün olmaktadır.
In accordance with the theory that accepts the modernisation as the evolution of institutional and political substructure; it's shown as apolitical project priming and commanding individuals close to the modern. This situation is also one of the hypothesis of sociology that defines the modernisation is an outer appearance of what it should arise from internally. The structuration theory of A.Giddens who is one of the contemporary sociological representative of hermeneutics points out how important effects have the actors on modernisation process by the complex ability of their on performing usual daily activities. So modernisation becomes much more understandable by the structuralistic relation between structure and action. As a reflection of structuration theory Şerif Mardin's methodological approach aims at to present an explanation of both civil society and modernisation including identification process, living and cultural area. So it becomes possible to show the opportinities of hermeneutical,cultural a historic sociology to comprehend modernisation entirely.