Abstract
Kojin Karatani, Derinliğin Keşfi – Modern Japon Edebiyatının Kökenleri adlı kitabında Batılı olmayan ülkelerin romanını Avrupa-merkezci çizgisel tarih yaklaşımıyla değerlendirmek yerine, modern edebiyata köken oluşturan sistemleri tespit eder. Romanın ne tür keşiflerle ortaya çıktığı üzerinde dururken manzara, söz-yazı birliği, içsellik ve perspektifin edebiyata katılma süreç ve biçimini sorgular. Avrupa'da oldukça uzun bir süreçte, felsefi bir zeminde gerçekleşen bakış ve algı değişimi, resim ve edebiyatta yeni yapıları, türleri ve akımları ortaya çıkarır. Modernleşmeyle birlikte yaşanan değişim, Batılı olmayan ülkelerde, daha kısa sürede yoğun biçimde kendini gösterir. Bu sebeple Karatani, kitabında 19. yüzyıl edebiyatı üzerinde durur. Romanın doğuşu, kendini ifade etme ihtiyacı duyan modern bireyin ortaya çıkış süreciyle paraleldir ve birey, bu sürecin sonunda ortaya çıkan manzara, perspektif ve içselliğin keşfiyle edebiyatta varlık bulur. Bu sebeple bu çalışma, edebi kökenleri, modernleşme sürecinin yoğun biçimde yaşandığı dönemde, romanın ortaya çıktığı 19. yüzyılda aramaktadır. Rönesans'la birlikte resimde ortaya çıkan geometrik perspektif, bakışı yönlendirir ve resmin karşısındaki özneye varlık kazandırır. Perspektif ve manzaranın edebiyattaki inşası ise içselliğe karşılık gelen yeni bir dille mümkün olur. Bu çalışmada, her biri manzara ve perspektif inşasının farklı bir aşamasını gösteren ve Karatani'nin sözünü ettiği kavramların baskın olduğu romanlar Sergüzeşt, Araba Sevdası ve Mai ve Siyah incelenmiş, romanda bu yapıların ortaya çıkışı öncelikle bir bakış meselesi olarak ele alınmıştır. Resimden edebiyata değişen perspektif anlayışı gösterilerek modern romana köken oluşturan yapılar tespit edilmiş, modernleşme süreci ve edebiyat içindeki yeri değerlendirilmiştir.