Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Açık Bilim, Sanat Arşivi
Açık Bilim, Sanat Arşivi, Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi tarafından doğrudan ve dolaylı olarak yayınlanan; kitap, makale, tez, bildiri, rapor gibi tüm akademik kaynakları uluslararası standartlarda dijital ortamda depolar, Üniversitenin akademik performansını izlemeye aracılık eder, kaynakları uzun süreli saklar ve yayınların etkisini artırmak için telif haklarına uygun olarak Açık Erişime sunar.MSGSÜ'de Ara
Estetik bir araç olarak siyah beyaz fotoğrafta baskı
Özet
Bir ressam açısından paletindeki renkler nasıl bir önem taşıyorsa, fotoğrafçı açısından da beyazdan siyaha uzanan gri tonlar benzer bir önemdedir. Her disiplin kullandığı malzemenin doğasından kaynaklanan bir dile sahiptir. Siyah-beyaz bir fotoğraf asıl gücünü, siyah beyazın ve gri tonların kullanımından alır. Tonal dağılım, görsel bir dil oluşturur. Bu noktada teknik beceri büyük bir önem taşır. Fotoğrafçının sahip olduğu teknik, estetik yapılanmanın temel taşlarından birisidir. Fotoğraf hiçbir zaman, fotoğrafı çekilen sahnenin sıradan bir reprodüksiyonu olmamıştır. Gerek negatifin yapılanması, gerekse baskı tamamen bir yorum işidir. O, fotoğrafçının görme biçimini temsil eder. Bu nedenledir ki, bırakın aynı sahnenin değişik fotoğrafçılar tarafından tamamen bambaşka biçimde yorumlanmasını, aynı negatiften farklı fotoğrafçılar tarafından yapılan baskılar bile birbirinden ayrılacaktır. Fotoğraf, her şeyden önce bitmiş baskı demektir. Arşivde duran bir negatif ancak baskıya dönüştüğünde yaşam bulur. Bitmiş baskının göz önüne getirilmesi negatifin yapılandırılması aşamasında büyük önem taşır. Negatif, gerek pozlandırma, gerekse banyo kontrolleri karşısında görece esnek bir malzemedir. Tüm bu ve benzeri kontroller özünde baskı için iyi bir hammadde oluşturmaya yöneliktir. Negatif üzerindeki az poz-fazla poz ya da az banyo-fazla banyo gibi hataların yaratacağı olumsuzluklar, açma ve kuvvetlendirme banyoları veya çeşitli baskı kontrolleri ile kısmen giderilebilir olsa da, bu yöntemlerden hiç biri doğru yapılanmış bir negatiften elde edilmiş bir baskı kadar doyurucu sonuç vermezler. Netsizlik, kayıp detaylar, fiziksel bozulmalar ya da başarısız kompozisyonlar gibi hatalar ise sonradan düzeltilemeyen hatalar gurubuna girer. Fotoğraf baskısı kaba bir ifadeyle, ışıktan yalıtılmış kapalı bir ortamda, loş bir kırmızı ışık altında ve çeşitli kimyasal kokuları arasında yapılan bir işlemdir. Fotoğraf çekimi konusunda hemen bütün fotoğrafçıların pozitif düşünceleri olsa da, karanlık oda için aynı şey söylenemez. Nefret edenleri olduğu gibi, sürece bir ayin gibi yaklaşanları, aşık olanları, büyücülük olarak ele alanları da bulmak mümkündür. Böyle bakıldığında günümüz dijital teknolojisinin, sırf bu nedenle bile karanlık odayı bir eziyet olarak gören pek çok fotoğrafçının yüzünü güldürmüş olduğunu kabul etmek gerekir. Yukarıda da belirttiğim gibi, fotoğraf en nihayetinde bitmiş bir baskıdır. Hayatın her alanında olduğu gibi fotoğraf dünyasında da, olayın kendisini bir yolculuk olarak görenlerin yanı sıra sadece sonuca odaklanmış olanların varlığı aşikardır. Bir an için birbirine tamamen zıt bu iki anlayışın temsilcilerinin Çanakkale'nin Assos beldesinde tatil yapmayı planladıklarını düşünelim. Yaşamı bir süreç olarak algılayan kişiye göre İstanbul- Assos arası olan 430 km.'lik yolun kendisi de tatilin bir parçası iken, sonuca odaklanmış diğer kişi için tatil ancak Assos 'a varıldığında başlayacaktır. Bu nedenledir ki, biri için molaları, dur kalkları ile 8-10 saat süren bu yolculuk, diğeri için 3-3,5 saatte tamamlanması gereken bir eziyete dönüşür. Bu tarzı benimsemiş insanlar açısından bakıldığında dijital teknoloji, analog yöntemlere kıyasla tartışmasız bir üstünlüğe sahiptir. Gerek malzemenin dilini yani yapısal özelliklerini gerekse baskı kontrol yöntemlerini kavramaya dönük arayışlar, özünde fotoğrafçının görsel anlatım olanaklarım zorlamasıdır. Geliştirme ve baskı esas itibarıyla basit bir işlemdir. Kolaylıkla öğrenilebilir. Fakat her sanat disiplini gibi fotoğraf içinde malzemeye duyulan sevgi bu noktada önem taşır. Bu nedenle iyi bir baskı, doğası gereği bu eylemin kendisinden zevk almayı gerektirir. Hatta bir nevi meditasyon olarak görülebilir. Ayrıca görme ve duyarlılığın aktif olarak katıldığı bir süreç olması nedeniyle farklı zamanlarda aynı fotoğraf farklı biçimlerde basılabilir. Ansel ADAMS bu duruma aynı parçanın farklı bir duyarlılıkla yorumlanmasına benzetmiştir. Fotoğraf baskısı bir teknik performans gösterisi değildir. Kullanılan her türlü teknik, fotoğrafçının anlatımım güçlendirmek için vardır. "Baskı, bir yorumdur" fikri, bütün usta fotoğrafçıların üzerinde anlaştığı bir konu olsa da, burada sorulması gereken asıl soru, bu yorumun "neyin yorumu" olduğu sorusudur. Şayet baskı, fotoğrafın içeriğinden soyutlanarak ele alınırsa, ortaya içi boşaltılmış bir "yorum" çıkacaktır. Bu nedenle, baskıdaki "yorum" kavramı, fotoğrafın içeriği ve fotoğrafçının konu karşısındaki tavrından hareketle ele alınarak değerlendirilmelidir.
Koleksiyonlar
- Sanatta Yeterlik Tezleri [486]