Abstract
İnsanlık tarihinde uygarlıklar, bir önceki deneyimleri, birikimleri üzerine kendi yeniliklerini ekleyerek kendi kültürlerini oluşturmuşlardır. Bu birikimler günümüz kültürünün temel taşıyıcılarını belirlemiştir. Bugün içinde yaşadığımız görsel kültürün izdüşümlerini eski çağlardan başlayarak oluşan gelişen sembollerde bulabiliriz. Eski çağlarda ortaya çıkan sembolik anlatımlar, genel geometrik biçimlerin oluşması ve onların anlamlandırılması ile ortaya çıkmıştır. Bu işaretler zaman içinde evrensel kültürel kodlara dönüştü. Başlangıçta kare, daire ve üçgen türevleri gibi biçimlerden oluşan semboller, zamanla nesnelerin görselleştirilmesi ile zenginleşip tüm kültürlerde ortak anlamlar oluşturan sembolik ifadelere dönüşmüştür. Özellikle Kapitalizmin gelişmesi, Aydınlanma, sanayideki teknik gelişmeler, kitle kültürü, gelişen medya, giderek görselleşmesini sağlamıştır. Küresel ölçekte üretilen ve tüketilen ürünlerin kimlik problemlerinin ortaya çıkmasına neden olmuştur. Sanayi toplumu sonrasında Fransız düşünür Baudrillard; değişim değerlerinin kültürel bir olgu tarafından belirlendiğini, kapitalizmin (birikimin) oluşumunda imge ve işaretlere bağımlılığın oluştuğunu vurgulamaktadır. Bu da çağımızda tüketim toplumunun (imaj toplumları) en önemli iletişim imgesinin logo olmasını sağlamıştır. Alt yapısını geçmiş sembolik anlatım birikiminden alan logo markaların taşıyıcısı olmuştur. Çağımızda medya ve kültür endüstrisiyle dayatılan markalar, geçmişin mitolojik nesnelerinin işlevlerini üstlenerek ?ikon? haline dönüşmüşlerdir. Ve giderek günümüzde tüketim nesneleri ikonlardan oluşan imgelerle donatılmıştır.