Özet
Sanat yapısı gereği simgeseldir. Aklın kavramlarıyla sanatı anlamlandırma çabası sezgisel olanı sınırlamak olacağından sonuç sınırlı bir bilgiden öte geçmeyecektir. Sanat hakkında bir anlayışa ulaşmak için insanı, diğer varlıklardan ayıran en önemli niteliklerinden biri olan simgeleştirme yeti ve becerisi açısından ele almak gerekir. Bilinçli ya da bilinçsiz her insanda var olan bu yetinin anlaşılması için insanın varoluşla nesnel ve özsel (duyusal ve sezgisel) ilişkisinin birlikteliğinin irdelenmesi gerekir. Bu da bilincin, simgesel alanın dinamikleriyle yani bilinçdışıyla (bilinçaltı-bilinçüstü birlikteliği) - dil ve düşünceyle - psişeyle - duyularla - mitler ve arketiplerle olan simgesel etkileşiminden doğan sezgisel düşünce ve anlayışla mümkün olabilir. Varoluş alanının tümü (dışsal ve içsel) bilince simgesel olarak yansır. Bu simgesellik de yansıdığı bilincin düzeyine, niteliğine göre anlam kazanır ve bu anlayıştan sanat bir yorum olarak doğar. Yorum, bir ilkeye bağlı olandır. Farklılıkları, zıtlıkları birliğe getiren her neyse ilke odur ve o merkezdir (self).Anahtar Kelimeler: Sezgi, Simge, Merkez Simgeselliği, Bilinçdışı, Sanat.