Abstract
Çağdaşlık üzerine yapılan tartışmalara baktığımızda, çağdaşlık kavramı açısından en önemli sorunun, butanımlanan alana ilişkin uygun bir yer ve kuram, dolayısıyla eleştirel bir tavır bulma olduğunu görüyoruz.Bu çalışmada, gerçekten de böyle bir kuramda yeniliğin olup olmadığı, belirli bir ethos’un ifadesi olarakçağdaşın modernist ve post-modernist algılama ve kavranma kuramlarının deneyimlerinin ötesinde biryaşantıya işaret edip etmediği ele alınacaktır. Bu amaçla, belki de, çağdaş dediğimiz durumun, olayınbelirli bir siyaseti takip eden, bir yaşama alanını, yani belirli bir coğrafyaya ait zamanı ve mekânıtanımlayan bir adlandırma olup olmadığı tartışılacaktır. Bu makale‘de ilk kez Nietzsche’de belirgin birbiçimde karşımıza çıkan "şimdiki zamanın", "zamana aykırılık" olarak formüle edilişi ile bu düşünceyitakip eden Giorgio Agamben, Michel Foucault, Gilles Deluze, Félix Guattari ve Jacques Rancière gibifilozofların konuya ilişkin düşüncelerine yer verilerek, kavramın radikal bir kopuş ve olay felsefesinedoğru evrimi ele alınacaktır.
When we consider the debates on contemporaneity, we realize that the most important problem with respect to the notion of contemporaneity is to find a proper place and theory for the identified domain, accordingly a critical attitude. In this study, it will be assessed truly if there is a novelty in this theory, if the notion of contemporaneity as a sign of a significant ethos points out life beyond the modernist and post-modernist doctrines and experiences. For this aim, it will be controverted what we call contemporaneity as a state or an event following up a certain politics and defining time and space, belonging to a particular geography. In this article, we have discussed "present time" formulated as "intempestive" by Nietzsche and philosophers such as Giorgio Agamben, Michel Foucault, Gilles Deluze, Félix Guattari and Jacques Rancière featuring his ideas on the same topic by way of dealing with "intempestive" as an evolution to a radical break and to the philosophy of event.