Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Açık Bilim, Sanat Arşivi
Açık Bilim, Sanat Arşivi, Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi tarafından doğrudan ve dolaylı olarak yayınlanan; kitap, makale, tez, bildiri, rapor gibi tüm akademik kaynakları uluslararası standartlarda dijital ortamda depolar, Üniversitenin akademik performansını izlemeye aracılık eder, kaynakları uzun süreli saklar ve yayınların etkisini artırmak için telif haklarına uygun olarak Açık Erişime sunar.MSGSÜ'de Ara
Gülsün Karamustafa : sanatçı kişiliği ve yapıtları
Özet
1946 senesinde Ankara'da doğan Gülsün Karamustafa 1963-1969 yılları arasında İstanbul Devlet Güzel Sanatlar Akademisi Bedri Rahmi Eyüboğlu atölyesinde eğitim alır. Hiçbir zaman Bedri Rahmi'nin resmini devam ettiren biri olmaz, ancak hocanın elinin altındaki malzemeyi babanın malı gibi kullan felsefesini sanatının vazgeçilmez öğesi olarak benimser. 1960'larınsonunda Akademi'den mezun olduğu yıllarda Türkiye sanat ortamında çoğulcu bir anlayış benimsenmiş olmasına karşın iki temel duruş hakimdir: 1950'lerden beri süregelen biçime odaklı soyut ve soyutlamacı eğilimler ile toplumsal-gerçekçi ve daha bireysel anlatım biçimlerinin ifade bulduğu figüratif sanat.1970'lerde figürü alışılagelmişin dışında yaklaşımlarla ele alan sanatçıların içinde belki radikal duruş bu dönemde Gülsün Karamustafa'ya aittir. Altmışlı yıllardan itibaren giderek yoğunlaşan kırsaldan kente/büyük şehir ve özellikle İstanbul'a göç sayısız kültürel çelişkinin bir arada yaşamasına; bir potada harmanlanarak melez kültürler/kimlikler/imajlar yaratmasına sebep olur. Birçokları tarafından yoz kültür ve arabesk olgusu bağlamında aşağılanan bu yeni kültürel yapılanma Gülsün Karamustafa'nın nesnel resimlerinin konusunu oluşturur. Kitsch diye belirlenen kötü beğeni örneklerinin eleştiriden uzak mizah içeren bir üslupla yorumlanıp sanatsal bir düzeye ulaştırılması ile sanatçı 1980'lerde Türkiye sanat pratiği içerisinde büyük bir popülarite kazanır. Bazıları tarafından arabesk ressamı olarak etiketlenir. 1980'lerin başında sanat yönetmenliği esnasında senelerdir resimlediği malzeme ile buluşması sanatçının üç boyutlu üretimlere geçişindeki en büyük etkendir. 1980'lerin sonlarına kadar yoz kültür ve arabesk olgusundan temellenen enstalasyonlar, kitsch objeler, resimlemeler ve duvar halıları yapan sanatçı için 1992 senesindeki Vasıf Kortun'un küratörlüğünü üstlendiği Megalopolis başlıklı 3.Uluslararası İstanbul Bienali diğer birçok sanatçı için de olduğu üzere bir sıçrama noktası olur. Ardından 1995 senesinde Rene Block'un küratörlüğünü yaptığı Orient/ation başlıklı 4.Uluslararası İstanbul Bienali ile Gülsün Karamustafa'nın uluslararası dolaşım içine girişi ivme kazanır. Gülsün Karamustafa'nın kitch ve arabesk olgusunu işlediği işlerden kendi kişisel belleği üzerinden Türkiye'nin toplumsal ve kültürel belleğine ışık tutan işlere geçişi 1990'ların başlarına tarihlenir. Karamustafa'nın sanatına olan talebin Türkiye'de azalması, ve tam tersine yurtdışında güncel sanat uygulamaları çerçevesinde yapılan sergilerde aranılan bir isim haline gelmesi de yine 1990'lara rastlar. Bu dönemde enstalasyonlarında ve performanslarında daha önce yerel bağlamda işlemiş olduğu göç, kimlik, melez imajlar gibi meseleleri daha küresel birer olgu olarak ele aldığı; post-koloniyelizm, oryantalizm, toplumsal cinsiyet gibi konuları da sık sık tartışmaya açtığı gözlenir. Gülsün Karamustafa 1970'ler ve 1980'lerin başı boyunca çevrede oluşan değişimi resim yüzeyinde insan figürü üzerinden anlatmaya çalışır. 80'ler ile beraber enstalasyona geçtiğinde objelerin insana dair her şeyi aktarabildiğini keşfeder. 90'lar boyunca üzerinde kafa yorduğu meseleleri tartışmaya açmak için üç boyutluluğun kendine sağladığı imkanları kullanır. 2000'lerile beraber videolar yapmaya başlar. Malzemenin farklılığına rağmen, videolar 1970'ler ve1980'ler de tüm yüklemeleri ?insan? figürü üzerine yaptığı işleri anımsatır. Videolarında ele aldığı meseleler 1980'ler ve 1990'lar ile süreklilik gösterir. Göç, sınırlar ve kimlik gibi meseleler yine işlerinin omurgasını oluşturur. Aradan geçen 20 seneye rağmen bazı işlerinde çıkış noktasını yine İstanbul'da yaşayan ötekiler" teması belirler. Bu sefer Sovyetler ve Orta Avrupa ülkelerinde yaşanan rejim değişiklikleri sonucu, İstanbul'un ?açık? bir pazar durumuna gelmesiyle beraber şehirde yaşanan yeni değişimler gözlem alanına girer. İşlerinin bir kısmında ise siyasi/politik boyuta kayma eylemi görülür. Türkiye'nin yakın tarihine ayna tutan bu işler, Gülsün Karamustafa'nın bireysel olarak yaşadığı askeri darbelere ve ardından gelen siyasal normalizasyon sürecindeki zoraki apolitik uygulamalara birer göndermedir. Aynı zamanda konu bağlamında 1970'lerde dönemin siyasi dalgalanmalarına değindiği portreler ve bir takım resimlerle de ortaklık gösterir.
Koleksiyonlar
- Sosyal Bilimler Enstitüsü [1783]