Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Açık Bilim, Sanat Arşivi
Açık Bilim, Sanat Arşivi, Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi tarafından doğrudan ve dolaylı olarak yayınlanan; kitap, makale, tez, bildiri, rapor gibi tüm akademik kaynakları uluslararası standartlarda dijital ortamda depolar, Üniversitenin akademik performansını izlemeye aracılık eder, kaynakları uzun süreli saklar ve yayınların etkisini artırmak için telif haklarına uygun olarak Açık Erişime sunar.MSGSÜ'de Ara
Saraybosna Ulusal Müzesi koleksiyonundaki Osmanlı halk takıları (XVIII-XIX yüzyıl)
Özet
Kuyumculuk tarihi oldukça gerilere giden Saraybosna'nın bu süreçte kaydettiği gelişim bazı yönleri ile ilgi çekicidir. Osmanlı döneminde Saraybosna,Türkler için özellikle de kuyumculuk alanında önemli bir konuma sahiptir. Diğer yandan Saraybosna'nın bu rolünü pekiştiren en önemli unsurlardan birisi de Bosna Hersek bölgesinin sahip olduğu altın ve gümüş madenleri olmuştur. Bosna Hersek, sahip olduğu bu madenler sayesinde erken dönemlerden itibaren bir çekim merkezi konumundadır. Saraybosna'nın sahip olduğu coğrafi konum, kentin Ortaçağ'da kesintisiz bir şekilde hem doğudan hem de batıdan beslenmesini sağlamıştır. Batıda Dubrovnik, doğuda ise önce Bizans sonrasında ise Osmanlı İmparatorluğu farklı kültürel ve sanatsal değerlerin aktarıcısı olmuştur. Osmanlı dönemiyle birlikte Saraybosna'ya daha önce Bizans İmparatorluğu vasıtası ile ulaşan doğu etkisi artık daha yoğun bir şekilde kesintisiz aktarılmıştır. Dubrovnik'in ise rolü çok fazla değişmeden kalmış, batı etkisi bu sayede Saraybosna'ya ulaşmıştır. Osmanlı hâkimiyeti ile birlikte farklı bir kent görünümüne sahip olan Saraybosna'da kuyumculuğun ulaşabildiği noktayı ve önemini yansıtması açısından kent merkezi Başçarşı'daki Büyük ve Küçük Kuyumculuk çarşılarının varlığı önemlidir. Kuyumcu loncasına ait yazılı belgelerin ışığında, esnafının örgütlenmesi ve üretim faaliyetlerinin izlenmesi mümkün olabilmiştir. Osmanlı hâkimiyeti sonrasında granülasyon ve telkâri gibi bazı tekniklerde Saraybosnalı kuyumcuların ulaştığı gelişim dikkat çekicidir. Diğer taraftan XVI. yüzyılda ehl-i hıref defterlerinde Boşnak kökenli kuyumcu ustalarının en kalabalık gurubu oluşturmaları, İstanbul ve Saraybosna arasındaki karşılıklı etkileşimi doğrulamaktadır. Ayrıca Boşnak kökenli Mehmed ustanın XVI. yüzyılın ikinci yarısında İstanbul'da serzergeran (kuyumcubaşı) olarak çalışması Boşnak kökenli ustaların kuyumculukta ulaşmış oldukları noktayı göstermesi açısından önemlidir. Osmanlı zevki doğrultusunda takılar üreten ustaların, telkâri tekniğini oldukça ileri seviyeye getirdikleri anlaşılmaktadır. XIX. yüzyılda kuyumculuk merkezi konumundaki Saraybosna'da üretilen takılar Bosna Hersek ve çevresine yayılmış durumdadır. Toplumun farklı gelir düzeyine sahip zümreleri için üretim yapan ustaların özellikle de geniş kitlelere hitap eden ve mütevazı ölçülerdeki takıları kırsal kesimlerde de üretilmiştir. Kent merkezinde üretilen takılarda yoğun İstanbul etkisi görülürken, kırsal kesimde üretilen takılar yerel özellikleriyle ile ön plana çıkmıştır. Saraybosna Ulusal Müzesi koleksiyonunda yer alan, XIX. ve XX. yüzyıla ait Osmanlı halk takıları İstanbul'daki takı zevki ile büyük paralellikler göstermektedir. Katalog bölümünde tanıtılan kemer tokaları, kemerler, fes süsleri, yanak dövenler, küpeler, tepelikler, gerdanlar, hamaylılar ve yüzükler yerel zevklerle birlikte İstanbul'daki beğeni ile birlikte şekillenmiştir. 1878 yılında Bosna Hersek'te Osmanlı idaresinin sona ermesine rağmen takı beğenisi ve giyim-kuşam tarzında modern döneme kadar köklü bir değişiklik olmamıştır. Özellikle modern Saraybosna'da geleneksel yöntemlerle telkâri ürünlerin üretimi hâlâ devam etmektedir.
Koleksiyonlar
- Sosyal Bilimler Enstitüsü [1783]