Özet
Türkiye'de seramik endüstrisinin kurulma aşaması Cumhuriyetin ilk yıllarında yaşanmış olup gelişim 1950'lerden sonra özel sektörün de katılımıyla hız kazanmıştır. Yıldız Porselen Fabrikası 1892 yılından itibaren var olmakla birlikte ülkede ekonomik zorlukların yaşandığı, dış alımların durduğu yıllarda kahve fincanı bile bulunamamıştır. Bu gereksinimi gören Nejat F. Eczacıbaşı 1942 yılında Yunus'taki tesisinde seramik sofra ve süs eşyası üretimine başlamıştır.1950'li yıllarda, giderek artan nüfus ve kentleşme ülkenin konut gereksinimini arttırmıştı. İbrahim Bodur Türkiye'nin fayans ve izolatör üretiminde öncü olan ilk fabrikasının makine siparişlerini 1956 yılında vererek 1957 yılında da üretime başladı. 1958 yılında da Eczacıbaşı Kartal'daki seramik tesisini genişleterek sofra ve süs eşyası yanında sağlık gereçleri üretimine de başladı. Sofra ve süs eşyası alanında; 1958 yılında Gorbon Işıl Seramik, 1970 yılında Alemdar Porselen, 1961 yılında Sümerbank Yıldız Porselen Fabrikası, 1963 yılında İstanbul Porselen Fabrikası , 1968 yılında Sümerbank Yarımca Seramik Fabrikası ve 1977 yılında Kütahya Porselen Fabrikası, 1989 yılında Güral Porselen ve 1992 yılında Porland Porselen işletmeye açılmıştır. Ülkemizde yaşanan ekonomik ve siyasi olumsuzluklar nedeni ile fabrikaların bir kısmı kapanmış diğerleri ise tasarıma yeterince önem verememiştir. Başlangıçta üretim gereksiniminin ön planda oluşu nedeniyle herhangi bir "tasarım" endişesi duyulmamış ve var olan ürünlere bakarak aynıları üretilmiştir. 1970'li yıllarda fabrika sayılarında artış olmakla birlikte kopya biçimlerin üretimine devam edilmiş ve bu nedenle uluslararası hukuki sorunlar yaşanmıştır. Bu soruna karşın tasarımlarda bazı noktaların değiştirildiği benzer biçimler üretilmiştir. 1980-90'lı yıllarda özellikle sağlık gereci-karo üretiminde artış, rekabet ortamının oluşması ile uluslararası ürünlerin ülkeye girmesi ve uluslararası pazarda yer alma isteği fabrikaların hem sayısal olarak hem de kapasitelerinin genişlemesi kaliteli ürünün yanı sıra tasarım düşüncesinin de Türkiye'de oluşmaya başlamasını sağlamıştır. Özgün tasarımların görülmeye başladığı 90'lı yılların sonunda marka değerini arttırmaya yönelik çalışmalar kapsamında deneyimli tasarım firmaları ve tasarımcılarla çalışılma dönemine girilmiştir. Profesyonel tanıtım ve pazarlamanın doruğa ulaşacağı 21. yüzyıldaki büyük rekabet ortamında kaliteli ve uygun fiyatlı olmanın yanı sıra özgün tasarımları olan ayakta kalacaktır. Bu ortamda Türk seramik endüstrisinin de var olan gücünü koruması ve geliştirmesi kuşkusuz tasarıma ve tasarımcılara yaptığı yatırımla orantılı olacaktır. ANAHTAR KELİMELER: Seramik Endüstrisi, Tasarım.