Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Açık Bilim, Sanat Arşivi
Açık Bilim, Sanat Arşivi, Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi tarafından doğrudan ve dolaylı olarak yayınlanan; kitap, makale, tez, bildiri, rapor gibi tüm akademik kaynakları uluslararası standartlarda dijital ortamda depolar, Üniversitenin akademik performansını izlemeye aracılık eder, kaynakları uzun süreli saklar ve yayınların etkisini artırmak için telif haklarına uygun olarak Açık Erişime sunar.MSGSÜ'de Ara
Kocan Kadar Konuş ya da Son Dönem Türkiye Sinemasının "Hayırlısıyla" Bekâr Kadın Karakter Hizalaması
Özet
Bu makale, Türkiye sinemasında son birkaç yılda hatırı sayılır oranda artış gösteren, kadın karakteri merkezine alarak hikâyesini evlilik ve "koca bul(a)ma(ma)" temaları etrafında kuran romantik komedi filmlerinden Kocan Kadar Konuş (Kıvanç Baruönü, 2015) ve Kocan Kadar Konuş: Diriliş (Kıvanç Baruönü, 2016) filmlerine odaklanmaktadır. Bu filmler çerçevesinde, perdede sıklıkla karşımıza çıkmaya başlayan bu türsel yükselişin ve tematik ilintililiğin, üretildiği sinemasal ve sosyo-politik bağlamla ilişkisinin ortaya konması hedeflenmektedir. Türsel geri dönüşler ya da yükselişler, temsil formlarındaki değişimler ya da yenilikler, toplumsal alandaki gelişmelerle ve bu gelişmeler nedeniyle yaşanılan söylemsel otorite mücadelesiyle sinemasalın etkileşiminin ifadeleridir. Bu ifadeler aynı zamanda bu mücadele ile farklı başa çıkma stratejileri olarak da okunabilir. Türkiye, bu filmlerin yeşerdiği sosyo-politik iklimde önemli değişimlere sahne oldu. Bir yandan, kendini özellikle özel alana müdahale ve kadın bedeni üzerinden tesis eden bir muhafazakârlaşma rüzgârının etkisine girdi; diğer yandan da bunun karşısında heterojen bir muhalefet alanının karşı rüzgârına tanıklık etti. Bu bağlamda geri dönen romantik komedi türü içinden yeşeren Kocan Kadar Konuş ve devam filmi Kocan Kadar Konuş: Diriliş, bekâr kadın, evlilik ve koca bul(a)ma(ma) tematik ısrarı üzerinden cinsiyet ve cinselliğe dair bize nasıl bir tahayyül kuruyor? Bu tahayyül, neden bu dönemde ortaya çıktı ve içinden çıktığı Türkiye sosyo-politik ikliminde hangi söylemsel geçişlere, mücadelelere işaret ediyor ve bunlarla nasıl başa çıkmayı tercih ediyor? Çalışmada, cinsiyet/cinsellik temsiller ine ve anlatıların biçimsel/tematik özelliklerine odaklanarak bu soruların yanıtlanması amaçlanmaktadır. Drawing upon Husband Factor (Kıvanç Baruönü, 2015) and Husband Factor: Resurrection(Kıvanç Baruönü, 2016), this article focuses on romantic comedies, which have showed a remarkable increase in recent years in the cinema of Turkey. Through the discussion of these films, which tell their marriage and (problematic) singleton stories revolving around female protagonists, it aims to reveal to relationship between the reemergence of the genre and its persistent thematic association and the cinematic and socio-political contexts. Resurrection of a genre, or changes in representational forms can be considered as the cinematic expressions of developments in the social realm. In the socio-politic climate from which these films emerged. Turkey witnessed important changes. On the one hand it has got into the mainstream of conservatism which established itself especially by interventions in personal sphere and by interference on female body. On the other hand, it has experienced the counterwind of a strong heterogenous opposition. Flourished from this air current, what do these two films with their thematic persistence on singleton and marriage tell us new about gender and sexuality? What kind of (gendered) imagination does it construct? And why does this imagination appear in this historical conjuncture? Which discursive struggles and shifts does it point at? And how does it cope with them? Following up these questions, this article aims to put forth a reflection on these films’ representations of gender/ sexuality and their formal/thematic specificities
Kaynak
Kültür ve İletişimCilt
20Sayı
39Koleksiyonlar
- TRDizin [752]