Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Açık Bilim, Sanat Arşivi
Açık Bilim, Sanat Arşivi, Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi tarafından doğrudan ve dolaylı olarak yayınlanan; kitap, makale, tez, bildiri, rapor gibi tüm akademik kaynakları uluslararası standartlarda dijital ortamda depolar, Üniversitenin akademik performansını izlemeye aracılık eder, kaynakları uzun süreli saklar ve yayınların etkisini artırmak için telif haklarına uygun olarak Açık Erişime sunar.MSGSÜ'de Ara
Giyimde “kültürel taşıyıcılık”
Özet
`Giyimde Kültürel Taşıyıcılık' başlığı, giysinin fiziksel özellikleri altında ele alınan (biçim ve biçimi oluşturan form/kesim, desen, renk, motif, dikiş ve diğer detaylar gibi) öğelerin kültürel gösterenler olarak yorumlanacağı bir düzlem ortaya çıkarır. Çalışma boyunca, bu öğelerin, coğrafi koşullar ve iklimle, çeşitli toplumların ya da belirli çağların / dönemlerin inanç sistemleri, ekonomik yapı, sosyal yaşam ve teknolojileriyle şekillendiğiyle ilgili pek çok örneğe yer verilmiştir. Coğrafi koşullar, giysinin fiziksel özelliklerini belirleyen temel etmendir. Ancak benzer iklimsel koşullar ya da yaşam biçimleri toplulukları her zaman aynı giyim alışkanlıklarına yöneltmeyebilir. Topluluklar farklı bölgesel özellikler geliştirmiş olabilirler. Giysilerin biçim ve kesim özelliklerine bakıldığında, bunun ilk olarak topluluğun yaşam biçimi ve faaliyetleriyle belirlendiği görülür. Örneğin şalvar, tarlada eğilme, kalkma, toplama eylemleriyle ya da çömelme veya uzanarak dinlenme gibi günlük faaliyetlerle uyum içerisindedir. Çağlar boyunca insanların giyimlerine etki eden, hatta onu belirlemiş olan bir diğer önemli faktör inanışlar ve din olgusudur. Din veya inanış gibi bireysel veya toplumsal kimliğe dair pek çok boyut - meslek, yaş, cinsiyet, statü, bölgesellik, medeni durum, kişilikle ilgili dışavurumlar gibi - tarih boyunca giysilerle ifade edilmiştir. İnsanların, toplulukların giyimlerine etki etmiş olan gerek maddi gerekse manevi yapılar zaman içinde dönüşmüş, değişmiştir. Ekonomi, teknoloji, endüstri, bilim alanındaki gelişme ve değişimlerle insanların yaşam biçimleri, inanışları ve anlam dünyaları da büyük oranda değişim göstermiştir. Giyinmenin işlevleri ve bu pratiğe yüklenen anlamlar da şüphesiz farklılaşmıştır. Ancak çağlar boyunca yaşam biçimlerini, alışkanlıklarını ve giyinme pratiklerini, çok fazla değiştirmeden sürdüren kimi topluluklar sınırlı sayıda da olsa karşımıza çıkmaktadır. Giyimin `kültürel taşıyıcı' olması, ilk başta giysinin belirli bir kültüre ait simge veya özellikleri üzerinde taşıyor olması olarak anlaşılabilir. Söz konusu giyim elemanı geleneksel bir giysiyse, anlamı belirlidir, sınırları çizilidir. Çalışmada `kapalı metin' olarak söz edilen, `anlamın' değişime görece kapalı olduğu üniformalar, dini giysiler ve bazı faaliyetlere yönelik spesifik giyim türleri için de aynı şey geçerlidir. Buna karşılık, günümüzde modanın ve küreselleşmenin etkisi altında sürekli yeni anlamlar yüklenen `çağdaş batılı giyim kodu'nu yorumlamak veya sınırlarını çizmeye kalkmak daha güç bir iştir. Esneyen sınıfsal ve kavramsal sınırlarla beraber günümüzün çok sesli, çok merkezli ve eklektik dünyasında giysiler üzerinden kişileri, toplulukları `kategorize' etmek bir bakıma güçleşmiştir. Yine de, giyim ve görünümlerle beraber beden dili, konuşma şekli ya da ses tonu gibi öğelerin oluşturduğu düzlemde, kategorizasyonların ya da sınıfsal sınırların, belki daha örtülü, gizil olarak korunduğunu, sürdürüldüğünü söylemek mümkün olabilir. Bunun yanında, geçmişte ayrı kümeler halinde duran moda piyasası, muhalif giyim, geleneksel giyim, dini giyim veya işlevsel giysiler gibi kategorilerin giderek iç içe geçtiği, sınırların bulanıklaştığı gözlemlenebilmektedir. Moda, tüm bu alanlardan (geçmiş uygarlıkların, geleneksel ya da egzotik kimi kültürlerin simgeleri veya muhalif giyimden bazı öğeler) seçtiği unsurları, çağrıştırarak ya da olduğu gibi kesip yapıştırarak kullandığında, aslında fiziksel taşıyıcılığın koşullarını gerçekleştirmiş olmaktadır. Böyle bakıldığında, `moda' bir kültürel taşıyıcıdır. Ekonomi, politika ve teknolojinin ötesinde, kültür ve kimlik alanlarına uzanan çok boyutlu bir kavram olarak ele alınabilecek olan küreselleşme olgusu, giyinme biçimlerini, etkileşimlerin niteliğini ve kapsamını, bir başka deyişle giyimin `kültürel taşıyıcılığını' da elbette etkilemiştir. Küreselleşmenin, farklılıkları yok ederek tek bir dünya toplumu oluşturacak şekilde ilerleyen tek taraflı bir süreç olarak da tanımlanmasına karşın, çalışma içinde bu kuvvet karşısında beliren farklı tepkilerin, direnç noktalarının oluşturduğu örneklerin de üstünde durulmaya çalışılmıştır. Geçmişteki sınıflı toplumların kategorize edilebilir giyim kodları ile şimdiki durum arasında en belirgin fark, günümüzde toplumsallığın karmaşıklığının ve parçalı durumunun, giyime karmaşık bir kodlar yumağı olarak birebir yansımış olmasıdır.