Abstract
Burada çevirisi sunulan metin, Heidegger’in belki de felsefi ve edebi yazmatarzının en iç içe girdiği metinlerden biri olması açısından önemlidir. Heidegger’in çoğu felsefi eserini Freiburg’a yakın bir dağ kulübesinde yazdığı gözönünde bulundurulduğunda, onun felsefi düşünme ile doğaya yakın olma arasında doğrudan bir bağ kurduğu açık bir şekilde kendini belli eder. Bu yazı da,Heidegger’in kurduğu bu bağın en saf hâllerinden biri olarak okunmalıdır. Heidegger’in burada ortaya koyduğu düşünme tarzı, onun kehre döneminde kendinibelli etmeye başlayan ve geç döneminde tamamen yer etmiş düşünmenin ilkesintilerini vermektedir.
The text whose translation is presented here is important because it is one of Heidegger’s writing where philosophical and literal writing style mix with each other most. When it is considered that Heidegger wrote most of his philosophical works in a mountain hut near Freiburg, it is clear to see that he connects a direct relationship between philosophical thinking and being close to nature. This text also should be read as one of the purest circumstance of that relationship. The manner of thinking that Heidegger shows here is first breezes of the thinking which shows itself in kehre era and then settles in late era of his thinking.