Özet
Toplumsal gerçekçilik, konularını sıradan insanların yaşamından alan bir sanat
anlayışıdır. Toplumsaldır, çünkü sanatçı toplumda olup bitene karşı duyarlıdır; gerçekçidir,
çünkü teknik sanatçının en özel duygularını ve düşüncelerini bile görselleştirmeye
yeten açık bir anlatıma sahiptir. Toplumsal gerçekçi resim sanatsal bir kavram olarak ilk
defa, 19. yy'ın ortasında Fransa'da ortaya çıkmıştır. Günlük yaşamın betimlenmesinin
yanında, güncel olayları yorumlama, bu sanatta önemli yer tutar. Dolayısıyla, hem eleştirel
hemde anıtsal bir yönü vardır. Böylece, Grünewald, J.Bosch, Brueghel, Le Nain kardeşler,
Caravaggio, Hogarth ve Goya gibi sanatçıların toplumsal gerçekçiliğin öncülerinden
olduğu söylenebilir.
Toplumsal gerçekçilik, farklı bir sanat anlayışı olarak ilk defa Courbet'nin yapıtlarında
belirmiştir. Biçimlenmesinde Sosyalist ideolojinin etkisi yadsınamaz. Bu sebeple bu
terim, günlük olayların sol bakış açısından yansıtılması anlamına da gelir. Gerçekten de
Fransa'da 1830 ve 1848 Devrimlerinin yanında, işçi hareketlerinin hem görsel sanatlar
hem de dönemin edebiyatı üzerinde büyük etkisi olmuştur. Courbet'den başka Daumier
ve Millet'nin eserleri bugün çeşitli sosyal sınıfların yaşamını yansıtan birer belge olma niteliğini
taşımaktadırlar.