Abstract
İki Dünya savaşı arasında Breton'un liderliğinde, Freud'un yirminci yüzyıl başında psikanaliz alanındaki buluşları ve düşlerle bilinçaltı dünyasının araştırılmasına verilen önemle gelişen Sürrealizm akımı içinde insanın antikiteden beri süregelen akılcı düzenin getirdiği kısıtlamalarından kurtularak özgürleşmesine katkıda bulunmak amaçlanmıştır. Karşıt olarak algılanan noktaların çözüldüğü noktada, görünen dünyadan daha geniş başka bir dünyanın büyüleyici bütünlüğünün ifadesi aranmıştır. Bu arayış Sürrealizm içinde resim alanında otomatizm ve oneirizm olmak üzere iki kutupta ifadesini bulmuştur. Öncülüğünü Chirico'nun yaptığı oneirik yaklaşım içinde eser veren S. Dali ve R. Magritte "gerçekçi" bir üslupla, resimlerinde gerçek dünyadan alınan unsurları gerçeklikteki doğal, bilinen, alışılmış var olma koşullarını ve ilişkilerini değiştirerek betimlemişlerdir. Böylelikle bu resimlerde uyanık mantığa aykırı, dönemi için tedirgin edici, şaşırtıcı görüntüler yaratılmıştır. Her iki sanatçının bazı ortak yöntemlere başvurmalarının yanı sıra Sürrealizm'i yorumlayışları ve aykırılığın ifadesi resimlerinde farklı biçimde ortaya çıkmıştır. Dalı'nın resimlerinde nesne ve figürler temel dürtüleri görülür kılacak biçimde deforme olmakta, dönüşüme uğramakta, psikanaliz biliminin ikonografyası da yer almaktadır. Paranoyak-eleştiri yöntemi çoğul, halüsinasyonlu ve her şeyin sürekli dönüşüm içinde olduğu imgelerin resimlenmesine olanak tanımaktadır. Bu dönüşümlerin içinde flgür-figür, nesne-nesne, nesne-fıgür dönüşümleri seçilebilir. Magritte sıradan nesne ve gündelik sahnelerden esinlenerek şiirsellik, sır, bilinmeyen, görülür olan/gizli olan, gerçeklik/resimlenmiş gerçeklik gibisanatının anahtar kavranılan çerçevesinde izleyeni şaşırtan ve görsel alışkanlıklarını sorgulamasına yol açan görüntüler resimlemiş, resmi düşünceyi görülür kılmanın yolu olarak görmüştür. Sürrealizm'i nesnel, psikanaliz ve bilinen simgelerden bağımsız, entellektüel bir yaklaşımla yorumlamıştır. Resimlerinde sözcükler, nesneler ve figürler eşdeğerdedir. Dali'nin sanatında Maniyerizm'in mirası, Magritte'in resimlerinde ise Dada etkisi söz konusudur. Sürrealist sanatın şok öğesi Dalı'nın resimlerinde skandal yaratacak şeylerden kaçınmamasıyla, Magritte'te ise sürpriz ve çelişki yaratan imgelerle ortaya çıkmaktadır.