Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Açık Bilim, Sanat Arşivi
Açık Bilim, Sanat Arşivi, Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi tarafından doğrudan ve dolaylı olarak yayınlanan; kitap, makale, tez, bildiri, rapor gibi tüm akademik kaynakları uluslararası standartlarda dijital ortamda depolar, Üniversitenin akademik performansını izlemeye aracılık eder, kaynakları uzun süreli saklar ve yayınların etkisini artırmak için telif haklarına uygun olarak Açık Erişime sunar.MSGSÜ'de Ara
Azerbaycan’da muharrem litürjisinde “maktel” türü - M. Fuzuli ve Kumri’nin yapıtları
Özet
2002 yazında Güney Azerbaycan'da yapılmış bir alan çalışmasına ve, aym konuda, Türkiye'de ve Azerbaycan'da yayınlanmış kitaplara dayanmaktadır. Her iki ülkede, Hz. Hüseyin'i sevenler tarafından, Muharrem ayı boyunca, Kerbela olayını anmak ve yas tutmak amacıyla kullanılan "maktel" türünün türk dilindeki iki ustası, Fuzuli (16. yy.) ve Kumru (1819-1891), tarafından yazılmış iki başyapıtının incelendiği bu tez, söz konusu türü a) bir epik edebiyat geleneği, b) bir epik müzik geleneği ve c) bir sosyal gelenek, olarak ele almaktadır. Alanda derlenen örnekler ile yayınlanmış metinlerin karşılaştırılması çabası sırasında, ilk önemli güçlük ortaya çıkmaktadır: yayınlanmış metinler birbirlerinden oldukça farklı, sözlü gelenekten derlenen örnekler onlardan da farklıdır. Bir Yüksek Lisans tezinden çok daha uzun soluklu bir araştırma sonucu aydınlanabilecek olan konuya, bu çalışmada, bazı önemli kavramları açıklamak açısından yararlı olabilecek karşılaştırmalar yapmak yoluyla katkıda bulunulması amaçlanmıştır. Yeryüzünde, sade türkçe değil, arapça, farsça ve urduca örnekleriyle de çok yaygın olan maktel türünü genel bir kavramsallık içine oturtmak yolunda günümüze dek yapılmış hiçbir akademik çalışma yoktur. Araştırılacak konuyu sınırlamak amacıyla, öykünün Hz. Hüseyin'in şehadetinden sonraki sahnelerine ağırlık verilmiş, Kerbela' da kimsesiz kalan ehl-i beyt kadınlarının başlarından geçen serüveni işleyen son perdeler hakkındaki kaynaklar incelenmiştir. Örneklemin böyle seçilmesinin yaran şu olmuştur: alan derlemesinde zengin bir kaynak olarak değerlendirilen Mîr Masume, imam Rıza soyundan bir kadın oluşu yüzünden, bölgenin kadınlarından oluşan "meclis" adlı toplantılarda, daha fazla.kadınlarla ilgili sahneleri okumaktadır. Dinleyici kadınlar öyküdeki kadınlarla kendi aralarında daha kolaylıkla bağ kurabilmekte, onların acı deneyimlerini göz önüne getirerek gözyaşı dökmektedirler. Meclis 'ler her yıl tekrarlanan büyük müzik olaylarıdır ve geniş bir eve toplanan dinleyiciler arasında mahremiyet içinde yapılmaktadırlar. Bir de, daha kamusal nitelikteki "şebih" etkinlikleri vardır ki, bunlar genellikle açıkhava sahnelerinde yer alan geleneksel operalardır. Azeri müzikolog ve kompozitör Üzeyir Hacıbeyov şebih'lerin, Asya'nın büyük kültürlerinde yer alan ve 17.yy'da Avrupa'ya "opera" adıyla taşınan, müzikli drama (ya da, müzikli öykü anlatma) geleneği içinde önemli yer tutan, Ortaçağ'dan bu yana sürmüş bir tür olduğu inancını yazılarında dile getirmiştir. Maktel yapıtlarının etnomüzikologlarca ele alınmasının, edebiyatçılara özgü bir alan olarak bırakılmamasının gereği açıktır. Dilin kullanılışındaki stil katı bir aruz vezninden, biçimsellikten uzak, lirik değerlere öncelik veren bir niteliktedir. Kumru'nun yaşadığı çağda, italyan operasının örnekleri Azerbaycan'da iyi tanınmaktaydı. Kumru'nun yapıtında, bir Mozart operasını anımsatacak biçimde, resitatifleri, arioso'lan, toplu sahneleri, koroları ve aryaları anımsatacak geçitler teşhis edilebilir. Ehl-i beyt'in başına gelenleri, Kumru, Asya'da yaygın olan karma kavramı doğrultusunda yorumlamaktadır: peygamber-soyu kendine özgü bir "üst-kast"tır; o tür bir kastın ayırd edici özelliği "belâlara maruz kalışı"dır. O yüzden, ne denli çok bela gelirse gelsin, ehl-i beyt açısından bu bıktırıcı bir şey değil, bir nimet gibi xıgörülmektedir: Kumru'nun maktel'inin başlığı olan Kenz-ül Mesaib (Musibetler Hazinesi) bu sosyal tavra işaret etmektedir. Ehl-i beyt'e kötülük edenler toplumdaki "kötülük" öğesinin ortaya çıkmasına ve cezalanmasına hizmet etmekte, gelecek kuşaklardaki inançlıların güçlenmesi için gereken yeni söylemlerin konusu olmaktadırlar.
Koleksiyonlar
- Sosyal Bilimler Enstitüsü [1807]