Özet
Espas, Fransızca kökenli olup, bizde derinlik, aralık, boşluk, mekan, alan, uzay, perspektif, atmosfer vb. gibi kelimeleri karşılamaktadır.
Bütün sanatlar belli bir espas içerir. Resim sanatı da yapısı gereği espassız düşünülemez. Resim sanatında espas binlerce yıl biçimsel olarak, iki boyutlu yüzeyde derinliksiz olarak gelişmiştir. Paleolotik çağ resimlerinde, Mısır, Yunan, Roma sanatında, Çin resimlerinde, Türk, İran Minyatürlerinde anlatımlar, amaçlar farklı olmasına karşın, hep iki boyutlu uygulamalar olarak görülmektedir. Kimi zaman bu iki boyutlu yüzeyi delme, illizyonistik bir derinlik elde etme girişimlerinde de bulunulmuştur. Yunan sanatında çizgi bindirimleriyle rakkursi, Hellenistik sanatta volümleme girişimleri, Roma, Bizans ve tüm doğu sanatlarında eğik paralel perspektif ve birbirini örten formlarda derinlik elde edilmeye çalışılmıştır. Ancak Rönesans'da Giotto'nun volümlemeye dair bulguları, Brunelleschi'nin perspektif yasasını buluşu ve bunu Masaccio'nun resim sanatında uygulayışıyla tarihte ilk olarak iki boyutlu yüzey delinerek, sonsuza giden bir derinlik elde edilmiştir. Fakat bu gerçeklik yanılsaması, çizgisel yapıda olup katı ve kuru görünümlüdürler. Ancak XVII. yüzyılın Barok sanatçıları, Rönesansın bu katı tutumunu aşıp, daha çok algısal, optik, vizüel gerçekliği bulguladılar. Resim sanatı böylece, doğal mekandan hareketle kendi illizyonistik gerçek mekanını elde etmiştir.
Resim sanatında espas uygulamaları birtakım pictural elemanlarla gerçekleşebilmektedir. Bunlar çizgi, nokta, renk, doku, perspektif, ışık - gölge, yön ve hareket, teknik ve malzeme, konu ve anlam farklarıdır. Bu elemanlar bir yapıtın sözlük zenginliğini oluşturur ve ancak bir yapıt, bu elemanlarla varlık kazanır.