Abstract
1980'li yılların en önemli sanat olaylarından bir tanesi de, Yeni Dışavurumcu akımın ortaya çıkışı olmuştur. Aynı yüzyılın başlarında, 1910'lardaki, ilk Dışavurumcu hareket, sanayileşmeyi tamamlamış ve savaş yıllarının en hırçın ülkesi olan, Almanya'da ortaya çıktı. O dönemdeki kimi sanatçılar sanatın, Burjuva sınıfına ve siyasete alet edildiğini ve sanatın bu duruma gerekli tepkiyi veremeyeceğini düşünüyorlardı. Bu da yeni bir sanat akımının çıkışına zemin hazırladı. Anlatmak istediklerini şimdiye kadar benzeri görülmemiş şiddette ve yalınlıkta sergiliyorlardı. Daha sonraları Dışavurumculuğun, öncekiler gibi gelip geçici bir akım değil de, Almanya'nın doğal sanat dili olduğu söylendi ve bu Alman toplumu nezdinde de kabul gördü. Dışavurumculuğu takiben, aynı yıllarda ve daha sonraki yıllarda da birçok yeni akımın çıktığını görürüz, fakat, Dışavurumculuk, teknik, anlatım, konu ve içerik açısından kendisini yenileyerek, sürekli gündemde kalmayı başarmıştır. 1910'larda ki ilk anlatımcı, figürcü Dışavurumculuğun yerini 1930'lara gelindiğinde Soyut Dışavurumcular alır ve 1960'lara değin sanat piyasalarındaki etkinliklerini korurlar. Bu yıllardan sonra sanatın gündemine yeni oluşumlar oturuverir; Hazıryapıt (readymade) nesnelerin sergilenmesi, düzenlemeler (enstalasyon), performanslar, güncel sanat (Pop-art), vb. Bu yıllardan sonra, resim sanatı bir kriz içerisine girer. Modern dönemin bu öncü (avangarde) sanatının yerine, Postmodern dönemin, italya'da Benito'nun desteklemiş olduğu, yeni- öncü (transavangarde), Beuys'un mirasını devralan ve öncülüğünü Alman Kiefer ve Baselitz'in yapmış olduğu Yeni Dışavurumculuk (Neo-Expressionism), ve Latin Amerikalı siyahların sanatından ilhamVI alan Basquiat'ın Duvar Resmi (Grafitti), gibi akımları gelir. Bunlar içerisinde, Yeni Dışavurumculuk, Alman çıkışlı olmasına karşın Amerikan ve Batı sanatının gündemine oturur. Bu çıkış aynı zaman dilimi içerisinde Türkiye'de de yansımalarını bulur ve 1980 döneminin genç, yeni kuşak ressamlarını etkiler. Fakat bu etkileşim Türk sanatında daha önceki dönemlerde yaşanmış kopyacılıktan, bir hayli uzaktır. ANAHTAR KELİMELER: Dışavurumculuk, Modernizm, Avangard, Postmodernizm, Transavangard, Yeni-Dışavurumculuk