Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Açık Bilim, Sanat Arşivi

Açık Bilim, Sanat Arşivi, Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi tarafından doğrudan ve dolaylı olarak yayınlanan; kitap, makale, tez, bildiri, rapor gibi tüm akademik kaynakları uluslararası standartlarda dijital ortamda depolar, Üniversitenin akademik performansını izlemeye aracılık eder, kaynakları uzun süreli saklar ve yayınların etkisini artırmak için telif haklarına uygun olarak Açık Erişime sunar.

MSGSÜ'de Ara
Gelişmiş Arama

Basit öğe kaydını göster

dc.contributor.authorEtil, Hüseyin
dc.date.accessioned2022-06-08T18:34:44Z
dc.date.available2022-06-08T18:34:44Z
dc.date.issued2013
dc.identifier.issn1309-6834
dc.identifier.urihttps://app.trdizin.gov.tr/makale/TWpNME16Y3dNQT09
dc.identifier.urihttps://hdl.handle.net/20.500.14124/498
dc.description.abstractBu yazı çağdaş Fransız filozofu Alain Badiou üzerine odaklanmaktadır. Temel eserlerini 1980 sonrasında vermiş olan Badiou'nun düşüncesi, gerek dünyada yaşanan yeni toplumsal, siyasal gelişmelerle gerekse 1990'lı yılların postmodern gündeminin geri çekilişiyle birlikte entelektüel alanda popülerlik kazandı. Üst-anlatıların bittiği, felsefenin söyleme indirgendiği ve hakikatin artık mümkün olmadığı iddialarının yaygınlık kazandığı bir atmosfer içinde Badiou, "hakikati" yeniden değerlendirmektedir. Bu temel hedef doğrultusunda; etik-politik düzlemde çok-kültürcü eğilimlere ve kimlik siyasetine, sosyal araştırmalar düzleminde kültürel çalışmalara ve felsefi düzlemde rölativist yaklaşımlara karşı çıkmaktadır. Felsefenin sonunu ilan eden yorumbilimsel, analitik ve postmodern eğilimleri eleştirerek felsefe için yeniden bir varlık çağrısında bulunmaktadır. Ona göre felsefe ölmemiştir. Felsefe kendi hakikat koşullarına bağlı olarak işleyen ayrı bir düzlemdir. Badiou insanın dört hakikat kapasitesine sahip olduğunu düşünür; politika, bilim, sanat ve aşk. Felsefe bu hakikatleri birarada düşünme pratiğidir. "Dil"i model alarak hakikatin sonunu ilan eden yaklaşımları eleştiren Badiou, matematik üzerinden hakikati temellendirmeye girişir. Varlık ve Olay isimli temel eserinde ontolojik bir tartışma açmaktadır. Badiou düşüncesinde matematik ontolojidir, felsefe ise meta-ontolojidir. Varlığı varlık olarak düşünmenin adı matematiktir ve özel olarak da "küme teorisi"dir. Ontoloji projesinde Badiou, klasik metafizik bir probleme çözüm aramaktadır: Varlık esas olarak "çok" mudur yoksa "bir" midir? Badiou klasik metafizik problemi tutarsız çokluk, tutarlı çokluk kavramsallaştırmaları üzerinden çözmeye çalışır. Onun ontoloji projesinin temel amacı varlık olarak varlığı "boşluk" üzerinden düşünmektir ve hedef, varlığın açıklığını (oluş) temellendiren bir ontolojik modeldir. Boşluğa küme teorisinde "boş küme" olarak işaret edilir. Bir olarak sayma (count as one) işleminden oluşan tutarlı çokluklar ("birlik") sürekli olarak içinde boş kümeyi barındırdığı için varlık sonsuz açıklıktır. Boş kümeyle işaret edilen boşluk, ontolojinin sınırıdır ve onu "olay analizi" izler. Verili durumdan kopuşu ifade eden olay, hakikat sürecinin başlangıcıdır. Buna göre hakikat, olay sonrasında açığa çıkan bir üretim sürecidir. Hakikat sürecini Badiou karar verilemezlik, ayırt-edilemezlik, sadakat, özne kavramları üzerinden analiz etmektedir. Yazının temel eksenleri buradan açığa çıkmaktadır; varlık, olay, özne ve hakikat süreçleri. Bu temel eksenler çerçevesinde bu makalede, Badiou tarafından geliştirilen düşüncelerin sistematik bir sunumu gerçekleştirilecektir. Ardından onun düşüncesinin politik sonuçlarına değinilecek ve klasik Marksist çerçeveden hangi noktalarda ayrıştığına işaret edilecektir. Sonuç kısmında ise Gezi sonrasında açığa çıkan tartışmalar gözönüne alınarak Badiou'nun Türkiye'de alımlanmasına dair bir değerlendirmede bulunulacak ve bu doğrultuda Gezi'nin Badioucu anlamda bir "olay" olup olmadığı sorunsallaştırılacaktır.en_US
dc.description.abstractBu yazı çağdaş Fransız filozofu Alain Badiou üzerine odaklanmaktadır. Temel eserlerini 1980 sonrasında vermiş olan Badiou’nun düşüncesi, gerek dünyada yaşanan yeni toplumsal, siyasal gelişmelerle gerekse 1990‘lı yılların postmodern gündeminin geri çekilişiyle birlikte entelektüel alanda popülerlik kazandı. Üst-anlatıların bittiği, felsefenin söyleme indirgendiği ve hakikatin artık mümkün olmadığı iddialarının yaygınlık kazandığı bir atmosfer içinde Badiou, "hakikati" yeniden değerlendirmektedir. Bu temel hedef doğrultusunda; etik-politik düzlemde çok-kültürcü eğilimlere ve kimlik siyasetine, sosyal araştırmalar düzleminde kültürel çalışmalara ve felsefi düzlemde rölativist yaklaşımlara karşı çıkmaktadır. Felsefenin sonunu ilan eden yorumbilimsel, analitik ve postmodern eğilimleri eleştirerek felsefe için yeniden bir varlık çağrısında bulunmaktadır. Ona göre felsefe ölmemiştir. Felsefe kendi hakikat koşullarına bağlı olarak işleyen ayrı bir düzlemdir. Badiou insanın dört hakikat kapasitesine sahip olduğunu düşünür; politika, bilim, sanat ve aşk. Felsefe bu hakikatleri birarada düşünme pratiğidir. "Dil"i model alarak hakikatin sonunu ilan eden yaklaşımları eleştiren Badiou, matematik üzerinden hakikati temellendirmeye girişir. Varlık ve Olay isimli temel eserinde ontolojik bir tartışma açmaktadır. Badiou düşüncesinde matematik ontolojidir, felsefe ise meta-ontolojidir. Varlığı varlık olarak düşünmenin adı matematiktir ve özel olarak da "küme teorisi"dir. Ontoloji projesinde Badiou, klasik metafizik bir probleme çözüm aramaktadır: Varlık esas olarak "çok" mudur yoksa "bir" midir? Badiou klasik metafizik problemi tutarsız çokluk, tutarlı çokluk kavramsallaştırmaları üzerinden çözmeye çalışır. Onun ontoloji projesinin temel amacı varlık olarak varlığı "boşluk" üzerinden düşünmektir ve hedef, varlığın açıklığını (oluş) temellendiren bir ontolojik modeldir. Boşluğa küme teorisinde "boş küme" olarak işaret edilir. Bir olarak sayma (count as one) işleminden oluşan tutarlı çokluklar ("birlik") sürekli olarak içinde boş kümeyi barındırdığı için varlık sonsuz açıklıktır. Boş kümeyle işaret edilen boşluk, ontolojinin sınırıdır ve onu "olay analizi" izler. Verili durumdan kopuşu ifade eden olay, hakikat sürecinin başlangıcıdır. Buna göre hakikat, olay sonrasında açığa çıkan bir üretim sürecidir. Hakikat sürecini Badiou karar verilemezlik, ayırt-edilemezlik, sadakat, özne kavramları üzerinden analiz etmektedir. Yazının temel eksenleri buradan açığa çıkmaktadır; varlık, olay, özne ve hakikat süreçleri. Bu temel eksenler çerçevesinde bu makalede, Badiou tarafından geliştirilen düşüncelerin sistematik bir sunumu gerçekleştirilecektir. Ardından onun düşüncesinin politik sonuçlarına değinilecek ve klasik Marksist çerçeveden hangi noktalarda ayrıştığına işaret edilecektir. Sonuç kısmında ise Gezi sonrasında açığa çıkan tartışmalar gözönüne alınarak Badiou’nun Türkiye’de alımlanmasına dair bir değerlendirmede bulunulacak ve bu doğrultuda Gezi’nin Badioucu anlamda bir "olay" olup olmadığı sorunsallaştırılacaktır.en_US
dc.language.isoturen_US
dc.relation.ispartofDîvân: Disiplinlerarası Çalışmalar Dergisien_US
dc.rightsinfo:eu-repo/semantics/openAccessen_US
dc.titleBadiou’nun "Felsefe Kavgası": Varlık-Olay-Özne-Hakikaten_US
dc.typearticleen_US
dc.department. . .en_US
dc.institutionauthor. . .
dc.identifier.volume18en_US
dc.identifier.issue35en_US
dc.identifier.startpage243en_US
dc.identifier.endpage275en_US
dc.relation.publicationcategoryMakale - Ulusal Hakemli Dergi - Kurum Öğretim Elemanıen_US
dc.identifier.trdizinidTWpNME16Y3dNQT09en_US


Bu öğenin dosyaları:

DosyalarBoyutBiçimGöster

Bu öğe ile ilişkili dosya yok.

Bu öğe aşağıdaki koleksiyon(lar)da görünmektedir.

Basit öğe kaydını göster