Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Açık Bilim, Sanat Arşivi
Açık Bilim, Sanat Arşivi, Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi tarafından doğrudan ve dolaylı olarak yayınlanan; kitap, makale, tez, bildiri, rapor gibi tüm akademik kaynakları uluslararası standartlarda dijital ortamda depolar, Üniversitenin akademik performansını izlemeye aracılık eder, kaynakları uzun süreli saklar ve yayınların etkisini artırmak için telif haklarına uygun olarak Açık Erişime sunar.MSGSÜ'de Ara
HEIDEGGER’DE DASEIN ’IN BÜTÜN-OLUŞ OLANAĞININ VE ÖLÜME DOĞRU VARLIK MESELESİNİN ÇÖZÜMLENMESİ
Özet
‘Varlık nedir?’ sorusu, ontoloji alanındaki diğer sorulara göre ayrıcalıklı bir konuma sahiptir. Bu soru Platon ve Aristoteles, yani Batı metafiziğinin temelleri için kaynak niteliğindedir. Ancak varlık sorusuna verilen yanıtlar, bir yanıt alanı kurmaktan çok, bir tür belirsizlik alanı yaratmıştır. Bu belirsizlik alanı içinde varlık, tanımlanamaz ve kendiliğinden anlaşılır olan bir şey olarak konumlanmıştır. Martin Heidegger Varlık ve Zaman (Sein und Zeit) metninde, bu soruyu yeniden soruşturmaya girişir. Bu soruşturmayı yapmak için, öncelikle soruşturmayı yapacak olan Dasein’ı anlamak gerekmektedir. Ancak ölüme doğru varlık olarak Dasein’ı bütün olarak anlamak olanaklı değildir. Dasein her zaman bitişe ve ölüme doğru varlıktır. Bu nedenle, fundamental ontoloji yapabilmek için ölüm çözümlemesinin yapılması zorunludur. Ölüm araştırması ile varlık, insan ve zamana dair çözümlemeler yapmak olanaklı olabilir. İşte bu nedenle Heidegger, metnin ikinci ayrımının başında (§§ 45-53) ölümün fundamental ontolojik çözümlemesinin temel hatlarını sunmaktadır. Ölüm meselesi hakkındaki bu çözümlemenin anlaşılması hem Varlık ve Zaman’ın hem de Heidegger sonrası varoluşçu felsefenin anlaşılması açısından en kritik noktalardan biridir. Bu makalenin temel amacı da, Heidegger’in ölüm çözümlemesini anlamaya çalışmak ve bundan sonraki okumalara yardımcı olacak bir yol çizmeyi denemektir. The question of Being has a privileged position compared to other questions in the field of ontology. This question is the source for Plato and Aristotle, that is, for the foundations of Western metaphysics. However, the answers to the question of being transformed into a kind of area of uncertainty rather than an area of genuine answers. Within this area of uncertainty, the being is positioned as something that cannot be defined and that is self-evident. Martin Heidegger begins to investigate the question again in his text of Being and Time (Sein und Zeit). In order to investigate the topic, it is necessary to understand Dasein who will make the investigation. However, it is not possible to understand Dasein, as the being-towards-death, in a totality. Dasein is always being towards the end and death. Therefore, in order to do fundamental ontology, an analysis of death is mandatory. With a research on death an analysis about being, human and time may be possible. That is why Heidegger, at the beginning of the second division of the text (§§ 45-53), presents the basic lines of the fundamental ontological analysis of death. Understanding this analysis of the question of death is one of the most critical points to comprehend both Being and Time and postHeideggerian existentialism. The main purpose of this paper is to try to understand Heidegger's analysis of death and to draw a path that will help with the following readings.
Kaynak
Felsefi Düşün - Akademik Felsefe DergisiCilt
1Sayı
12Koleksiyonlar
- TRDizin [802]