Abstract
Aldo Rossi, 1960-1990 yılları arasında mimarlık yazını ve üretiminde faaliyet gösteren bir mimardır. Modern mimarinin bütünleştirici ve kuralcı ortamının çözüldüğü, mimarinin iyileştirici gücüne olan inancın yerini kararsız yaklaşımların aldığı bu dönem, postmodern mimarlık dönemi olarak adlandırılır. Diğer disiplinler gibi mimarlık da dil ile doğrudan ilişkiler kurmaya başlar; mimari gerçeklik dışında, genellikle basit stratejilerle üretilen yüzeysel söylem ve üretimler ortaya çıkar. Buna karşın Aldo Rossi, her ne kadar postmodern ya da neo-rasyonel bir mimar olarak kategorize edilse de bütünleştirici bir mimarlık mantığı kurmayı hedeflemiştir. Bu bağlamdaki fikirleri Şehrin Mimarisi kitabında yer alır. Kitapta Rossi mimarisinin varoluş nitelik ve nicelikleri sistematik olmayan bir kurguyla ve kuramsal bir dille anlatılır. Daha planlı yazılmış ve şiirsel bir dili olan, Türkçeye Bilimsel Otobiyografi olarak çevrilen, A Scientific Autobiography'de ise Rossi, kendi mimarlığının kaynaklarını ve nihai olarak evrildiği aşamayı anlatır. Bu iki ana metin onun mimarlık anlayışını kavramak için dikkatlice incelendiğinde karşımıza iki önemli kavram çıkar; diyalektik ve analoji. İlk etapta birbiriyle ilişkisiz görünen bu kavramların bağlantısı kurulduğunda bütüncül bir mimarlık sistematiği oluşturmak adına bir zemin hazırlanabilir. Aynı zamanda sistematik mimarlık, bilimsel yaklaşımlar ve felsefe arakesitinde ele alındığında rasyonel mimarlık anlayışları gündeme gelir. Rasyonel mimarlık, belli dönemlerde ona atfedilen anlamlara sığdırılmayacak kadar önemlidir. Her çağın belli dayanaklarla bünyesine kattığı durumlar, rasyonel kavramının tanımını yeniden şekillendirir. Bu çalışmanın amacı Rossi mimarisini sınırlandırılan bir çerçevede sabit bir zemine oturtmak değil aksine belli sınırlandırmalara dahil etmeden kendi dinamikleri ile değerlendirmektir. Dolayısıyla çalışmaları her yeni koşulda yeniden tanımlanan rasyonellik kavramına koşut olarak ele alınmıştır. Buradan hareketle tezin temel konusu olan Rossi'nin mimarlık yaklaşımına ulaşmak adına onun ana metinleri yeniden çözümlemeye tabi tutulmalıdır. Şehrin mimarisinin gerçekliğini oluşturan diyalektik, öznel ve evrensel yanlarının birlikteliği olarak ele alınmalı; bireysel ve kolektif hafızanın çakışma noktası olarak tanımlanabilecek analojik yaklaşım ise Bilimsel Otobiyografi kitabında açıklanan şekilde incelenmelidir. Böylece kendi oluşturduğu sistem dahilinde mimarlık faaliyetleri gerçekleştirmiş olan Aldo Rossi'nin mimarlık yaklaşımı, Rossi'ye atfedilen ya da Rossi'yi kategorize eden tartışmalı fikirlerden sıyrılabilir.