Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Açık Bilim, Sanat Arşivi
Açık Bilim, Sanat Arşivi, Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi tarafından doğrudan ve dolaylı olarak yayınlanan; kitap, makale, tez, bildiri, rapor gibi tüm akademik kaynakları uluslararası standartlarda dijital ortamda depolar, Üniversitenin akademik performansını izlemeye aracılık eder, kaynakları uzun süreli saklar ve yayınların etkisini artırmak için telif haklarına uygun olarak Açık Erişime sunar.MSGSÜ'de Ara
Karakter alanlarının morfolojik değişiminin niteliksel etkileri : Şenesenevler, Levent ve Koşuyolu bahçeli konut yerleşimleri
Özet
İstanbul'da son yıllarda kentin gelişimi için yapılan uygulamalar ve üretilen konut stoku göz önüne alındığında, yapılı çevrenin sahip olduğu morfolojik ve niteliksel özellikler önemsenmeden alınan planlama ve tasarım kararları dikkat çekicidir. Özellikle mevcut kent dokusu içinde yıkılıp yeni yapılan konutlarda yapı yoğunluklarının artışı sonrasında yaşadığımız çevreler hızla değişim geçirmektedir. Yeni oluşan çevrelerde ise mekânsal niteliğin ve insan öncelikli tasarım ilkelerinin göz ardı edildiği görülmektedir. Söz konusu bu hızlı değişimlerin özellikle kent dokusu içinde sahip oldukları biçimsel ve mekânsal özelliklerle ayrışan karakter alanlarının özgün niteliklerini kaybetmesine neden olduğu açıktır. Bu tez çalışması da kentin tarihsel süreç içinde geçirdiği biçimsel, işlevsel, mekânsal ve niceliksel değişimlerin kentsel mekânın niteliği üzerine etkilerini karakter alanları üzerinden incelemeye odaklanmaktadır. Bu nedenle çalışma her iki araştırma alanının kentsel biçimle kurduğu ilişki düşünüldüğünde hem kentsel morfoloji hem de kentsel tasarım disiplinleriyle ilişkilenmektedir. Kentsel morfoloji araştırmalarının hem kentsel tasarım hem de planlama kararlarının alınması sırasında yönlendirici olan temel bilgiyi sağlama potansiyeli nedeniyle, kent dokusunun oluşumu ve değişimi sırasında bu iki disiplinin bütünleştirilmesi veya aralarındaki bağın güçlendirilmesine yönelik farklı yaklaşımlara ihtiyaç vardır. Kentsel mekânın niteliğini artıran sonuçların elde edilebilmesi için bu yaklaşımlar araştırmaya değerdir. Ayrıca kentsel biçim araştırmalarında mekânın karakterini oluşturan niteliklere yönelik çalışmalara da gereksinim olduğu bilinmektedir. Morfoloji sempozyumlarında da gündeme gelen bir diğer önemli araştırma eksikliği ise ülkemizdeki nicel denetim sağlayan planlama kararlarında morfolojik karakter alanlarının göz ardı edilmesi ve bu kararların mekânsal kalite, nitelik ya da karaktere dair nitel bir yaklaşım sunamamasıdır. Bu nedenle karakter alanlarının planlama sistemine nasıl dahil edilebileceğiyle ya da bu alanlara özel planlama ve tasarım kararlarının nasıl oluşturulabileceğiyle ilgili çalışmalara da ihtiyaç vardır. Ek olarak morfolojik çalışmalar daha çok şehircilik ve planlama disiplinlerinde yoğunlaşmakta ve kullanılan yöntemler kartografik ya da dijital modeller gibi temsillere dayanmaktadır. Bu nedenle mimarlık ve kentsel tasarım disiplinlerinin kavramsal ve araçsal birikimi morfolojik çalışmalara önemli katkılar sunma potansiyeline sahiptir. Yukarıda genel olarak bahsedildiği üzere araştırma problemi kısaca 'kentsel biçimin değişimi sürecinde daha nitelikli kentsel mekânların üretilmesinde ve var olan mekânsal niteliğin ve morfolojik karakterin korunmasında kentsel morfoloji ve tasarımın bütünleşmesi için nicelik yerine mekânsal niteliğin merkeze alındığı farklı yaklaşımların ve temsil araçlarının eksikliğini' temel alır. Bu doğrultuda çalışmanın amacı, 'karakter alanlarının tarihsel süreç içinde geçirdikleri morfolojik ve niceliksel değişimlerin kentsel mekânın niteliği üzerine etkisini' incelemektir. Bu inceleme sırasında ise kentsel tasarımda nitelik ölçütü olarak kullanılan kavramların (insan ölçeği, yoğunluk, çeşitlilik, kapalılık, tutarlılık ve süreklilik vb.) ve mimari temsil araçlarının, niceliksel ve niteliksel değişimler arasındaki ilişkinin kurulmasında bağlayıcı rol alması, morfolojik çalışmalara dahil edilmeleri ve daha nitelikli kentsel mekânların oluşturulması için yapılan çalışmalarda, tasarımlarda ve uygulamalarda etkili ve yönlendirici olmalarının sağlanması amaçlanmaktadır. Araştırma kapsamında Ebenezer Howard'ın bahçeşehir fikri etkileriyle İstanbul'da 1945-1960 yılları arasında toplu olarak tasarlanmış ve inşa edilmiş az katlı bahçeli konut yerleşimleri günümüz kent dokusu içinde morfolojik karakter alanları olarak değerlendirilmiştir. Bu yerleşimlerin örnekleri olan Şenesenevler, Levent ve Koşuyolu mahalleleri tezin amaçları doğrultusunda incelenmiştir. Şenesenevler, gelişimi herhangi bir koruma ya da planlama kararıyla sınırlandırılmamış bir yerleşimdir. Levent Mahallesi günümüzde kentsel sit alanıdır. Koşuyolu Mahallesi'nin ise gelişimi imar planı notlarıyla sınırlandırılmıştır. Bu nedenlerle birbirinden farklı değişim süreçlerini ve etkilerini görebildiğimiz örnekler olmalarıyla morfolojik analizler için önemlidirler. Çalışmanın ilk bölümünde tezin amaç, kapsam ve yöntemiyle ilgili bilgiler verildikten sonra ikinci bölümde morfolojik karakter alanı olarak bahçeli konutların oluşumundaki süreçlerin ve tasarım ilkelerinin incelendiği bağlamsal ve kavramsal arka plan ele alınmıştır. Üçüncü bölümde kentsel morfoloji araştırmalarının kavramsal ve yöntemsel temeline değinilmiştir. Daha sonra kentsel biçimin oluşumunda ve değişiminde morfoloji ve tasarım arasındaki ilişkinin güçlendirilmesinde etkili olabileceği öngörülen nitelik ölçütü kavramlara odaklanılmıştır. Dördüncü bölümde ise Şenesenevler, Levent ve Koşuyolu yerleşimlerindeki morfolojik ve niceliksel değişimlerin analizleri yapılmıştır. Ardından morfolojik unsurlar üzerinden tespit edilen değişimler kentsel mekânın niteliğinin belirlenmesinde kullanılan insan ölçeği (human scale), yoğunluk (density), çeşitlilik (diversity), kapalılık (enclosure), tutarlılık (coherence) ve süreklilik (continuity) kavramları ile ilişkilendirilmiştir. Böylece yerleşimlerin geçirmiş olduğu morfolojik değişimin kentsel mekânın niteliği üzerine etkisi olumlu ve olumsuz yönleriyle ortaya koyulmuştur. Beşinci ve son bölümde ise tüm araştırma bulgularının sonuçları derlenmiş ve tez çalışmasının amaçları ve araştırma soruları gözden geçirilmiştir. Çalışmanın önemi, kentsel morfoloji araştırmalarına teorik, pratik ve yöntemsel katkısı değerlendirilmiştir. Ek olarak planlama, tasarım ve uygulamaya yönelik önerilerde bulunulmuştur ve gelecekte benzer konular üzerinde çalışmalar yapacak araştırmacılar için ışık tutulmuştur. Morfolojik alan analizleri sırasında ilk olarak yerleşimlerin tarihsel süreç içinde geçirdikleri değişim ortaya çıkarılmıştır. Bunun için yerleşimlerin 1966 yılındaki ve günümüzdeki (2021 yılı) durumları üzerinden hem mahalle hem de sokak-parsel ölçeklerindeki değişimler analiz edilmiştir. Böylece yerleşimlerin geçirmiş olduğu değişim fiziksel, mekânsal, morfolojik, sayısal ve grafik veriler aracılığıyla farklı ölçeklerde bütüncül bir şekilde ortaya koyulmuştur. Söz konusu bu değişimlerin kentsel mekânın niteliği üzerine etkilerini anlamak için ise değişim geçiren, süreklilikleri veya süreksizlikleri tespit edilen unsurlar yukarıda bahsedilen kavramlar ile ilişkilendirilerek yerleşimlerin morfolojik karakterinin ve mekânsal niteliğinin nasıl etkilendiği ya da değiştiği anlaşılmaya çalışılmıştır. Bu ilişki kurulurken kentsel mekânın hacimsel temsilini oluşturmakta faydalı olan üç boyutlu mimari temsil araçlarından ve kesit çizimlerinden faydalanılmıştır. Araştırma bulguları incelenen bahçeli konut yerleşimlerinde görülen morfolojik değişimlerin hem yapılı çevrenin karakterini hem de kentsel mekânın niteliğini genel olarak olumsuz yönde etkilediğini göstermiştir. Özellikle yerleşimlerdeki TAKS ve KAKS değişimleriyle yapı yoğunluklarının arttığı, ön bahçelerin yapılaşmasıyla insan ölçeğinde etkileşime imkân veren kentsel ara mekânların kaybolduğu ve bina yüksekliklerinin artmasıyla sokaklardaki kapalılık algısının değiştiği ortaya çıkmıştır. Bunlarla beraber mahallelerin yeşil ve boşluklu dokusunun sürekliliğinin ve ortak bir planlama diliyle oluşturulmuş olan dokunun tutarlı bütünlüğünün bozulduğu görülmüştür. Toprak üstünde tespit edilen yoğunluk artışlarının zemin altı kotunda da izlendiği ve yerleşimlerdeki doğal morfolojik yapının tahribatı nedeniyle toprak sürekliliğinin sağlanamadığı ortaya çıkmıştır. Diğer önemli bulgulardan biri de özellikle Levent ve Koşuyolu'ndaki konutların işlev değiştirmesiyle ticari yoğunluğun artmış olmasıdır. Bu durum mahallelerde her ne kadar işlev çeşitliliği sağlasa da yerleşimlerin karakterini oluşturan konutların ve mahalle sakini yoğunluğunun azalmasına neden olduğu tespit edilmiştir. Anlaşılmıştır ki hem koruma kanunlarında hem sınırlayıcı imar notlarında hem de imar kanununda karakter alanlarının tarihsel ve mekânsal bağlamı, morfolojik karakteri ve mekânsal niteliği göz ardı edilmektedir. Bu alanlarda yapılı çevrenin değişimi ve gelişiminin tasarımda ve uygulamada nasıl olacağına dair belirsizlikler bulunmaktadır. Ayrıca bu alanların değişimi ve gelişiminin parsel bazında belirlenmiş imar kararlarına bırakıldığı görülmüştür. Parsel bazında alınan kararların ve yapılan müdahalelerin ise yerleşimlerin bir bütün olarak sahip oldukları fiziksel ve mekânsal özelliklerini ya da morfolojik karakterini sürdürmek için yeterli olmadığı anlaşılmıştır. Ek olarak kentsel mekânın niteliğinin belirlenmesinde kullanılan kavramların morfoloji ve tasarım arasında önemli birer bağlayıcı olabildikleri ve üç boyutlu mimari temsillerin kentsel mekânın niteliğinin hacimsel olarak düşünülmesinde önemli bir rol üstlendiği görülmüştür.
Koleksiyonlar
- Fen Bilimleri Enstitüsü [439]