Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Açık Bilim, Sanat Arşivi
Açık Bilim, Sanat Arşivi, Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi tarafından doğrudan ve dolaylı olarak yayınlanan; kitap, makale, tez, bildiri, rapor gibi tüm akademik kaynakları uluslararası standartlarda dijital ortamda depolar, Üniversitenin akademik performansını izlemeye aracılık eder, kaynakları uzun süreli saklar ve yayınların etkisini artırmak için telif haklarına uygun olarak Açık Erişime sunar.MSGSÜ'de Ara
Biyopolitika kavramı üzerinden salgın hastalıklar ve mimarlık ilişkisinin okunması
Özet
Salgın hastalıklar insanlık tarihinin çok eski çağlarından beri dünyayı sosyolojik, ekolojik, psikolojik, ekonomik ve fizyolojik olarak değiştirmektedir. Önceki yüzyıllarda çokça göz önünde bulunan bu değişimler ve salgın kavramı, 21.yüzyılda etkisini kaybetmeye başladığı bir dönemde Covid-19 salgınıyla beraber tekrar gündeme gelmiş ve incelenir olmuştur. Günümüzde yaşadığımız pandemiyle salgın etkilerini kendi perspektifimizden bakarak hem bireysel hem de global anlamda gözlemleyebildik. Salgınla mücadeleyle geçen birkaç yılın ardından bu süreç bizi, salgın durumunda gündelik hayatımızı, insan ilişkilerine ve çevreye bakışımızı ve buna bağlı olarak da yapılı çevrenin özelliklerini ve imkanlarını sorgulamaya yönlendirmiştir. Günümüzde ve gelecekte yaşanabilecek salgınları anlamak için geçmişteki salgınlara ve etkilerine bakmak önemlidir. Bu tarihsel okumanın insan bedeni, nüfus ve politika üzerinden yapılması, konunun alt metinlerinin incelenmesi ve salgınlara sadece "kendiliğinden" doğan hastalıklar ya da "tesadüfi" bir şekilde ortaya çıkan durumlar olarak bakılmasının önüne geçmektedir. Bu nedenle tezin 2. bölümünde biyopolitika ve biyoiktidar kavramları, kavramları ortaya atan düşünür Michel Foucault üzerinden araştırılmış ve bu kavramların salgınlar, modern tıp, yönetimsellik, birey ve toplum kavramlarıyla ilişkisi sorgulanmıştır. Bu sorgulamanın sonucunda yıllar içerisinde salgınların ve modern tıbbın gelişmesiyle, iktidarın bireye ve buna bağlı olarak topluma, yönetim anlayışı bağlamında bakışının değiştiği ve bu değişimin günümüzdeki sağlık sistemini, toplumsal yönetimi ve yaşadığımız salgın durumunda salgın yönetimini etkilediği sonuçlarına varılmıştır. Bu kavramlar eşliğinde incelenen 3. Bölümde salgınların, insanlığın yerleşik hayatı benimseyerek tarım toplumuna geçtiği dönemden, modernleşme dönemine ve şimdiki zamana kadar ortaya çıkardığı gelişmeler, tarihi olaylar incelenmiştir. Salgınların sadece fiziksel çevreye ve tasarıma yansımalarına bakmadan önce insanlık tarihine ve dünyaya etkilerinin incelenmesi, konunun çok yönlü ele alınması ve neden-sonuç ilişkisinin kurulması açısından oldukça önemlidir. Bu nedenle 3. Bölüme genel olarak bakıldığında salgınların, dünyanın şimdiki nüfus ve etnik köken dağılımını, Amerika kıtasının tarihini ve keşfedilmesini, sanayi devrimi ve sonrasında modernizm dönemlerini, hijyen mimarisinin ve modern mimarinin ortaya çıkışını, sanat ve edebiyata bakışı ve verilen eserleri değiştirdiğini ve etkilediğini görebiliriz. Ayrıca bu bölümde salgınların ortaya çıkma ve yayılma senaryolarının getirdiği bir gereklilik olarak ekoloji ve salgın ilişkisi de incelenmiş ve salgınların "doğal bir zorunluluk" değil antropojenik faaliyetlerle doğmuş ve yayılmış hastalıklar olduğu görülmüştür. Sanat ve edebiyat ürünlerinin incelenmesi, özellikle modern öncesi dönemde salgınlar ve sebep oldukları tahribatlarla ilgili sınırlı kaynaklar bulunan zaman diliminde, bilgi elde etmek ve yaşanılanları tasavvur etmek için önemli rehberler olmuştur. İncelenen eserler, dönemin salgın sürecini ve psikolojisini anlamamıza yardımcı olmuş ve yüzyıllar önce yaşanılan salgın süreçleriyle günümüzde yaşadığımız salgın dönemi arasında bağ kurmamızı ve zaman farkına rağmen oldukça benzer süreçler olduğunu fark etmemizi sağlamışlardır. Bu bölümde incelenen salgın tarihinin insanlık tarihiyle ilişkisinin sonuçları 4.Bölümde ortaya konmuştur. Yapılan sınıflandırma ile salgınların etkileri farklı ölçeklerde incelenmiştir. Bu incelemelerin dördü boyut olarak, biri ise zamansal olarak farklılaşmaktadır. Ortaya çıkan etkiler; salgınların kentsel ölçekteki etkisi, mimari ölçekteki etkisi, mekânsal ölçekteki etkisi, beden üzerindeki etkisi ve ütopya/distopya fikirleri üzerindeki etkisi olarak sınıflandırılmıştır. Farklı zamanlarda gerçekleşen salgınların benzer ölçekteki etkilerinin aynı başlık altında incelenmesi, salgınların sonuçları arasında ilişkiler kurulmasına ve benzerliklerin ortaya çıkmasına sebep olmuştur. Bu sınıflandırma şeklinin bir diğer faydası, salgınların sonuçlarının beden, fikir, toplum ve kent gibi çok farklı ölçeklerde yansımalarının olabildiğini ve bunların birbirini tetikleyebildiğini fark etmek olmuştur. Sınıflandırmada zamansal ve boyut olarak iki farklı düzlem mevcuttur. Ölçeklere göre yapılan sınıflandırmanın içerisinde geçmişte, -içinde bulunduğumuz pandemi dönemi nedeniyle- günümüzde ve gelecek fikirlerinde meydana gelen değişimler gösterilmiştir. Dolayısıyla bu zaman çizgisi içerisinde geçmiş, şimdiki zaman ve gelecek aynı konu üzerinden incelenmiştir. Tez içerisinde yapılan araştırmaların ve ortaya çıkarılan verilerin bir sonucu olarak salgınların kaderci bir yaklaşımla değil antropojenik sebeplerle ortaya çıktığı ve bu sonuçların tarım toplumuna geçişle başlayarak günümüze kadar devam ettiği görülmüştür. Ekoloji ve insan yerleşimleri arasındaki ilişkinin dengede tutulması sadece canlılar ve doğa için değil insan için de oldukça önemlidir. Salgınların ortaya çıkışındaki en önemli sorun ekolojik dengenin bozulması ve vahşi doğanın sınırlarının ihlal edilmesi olarak görülür. Yapılan incelemelerde salgınların zaman içerisindeki değişimi de ortaya konmuştur. Veba, sıtma gibi modern öncesi dönemi esir almış salgınlar, tedavi yönetimi bilinmediği için farklı dönemlerde yıllar boyunca ortaya çıkmaya devam etmiştir. Sanayi devrimi sonrasında modern dönemde ise salgınların yapısının değiştiği, özellikle 19. ve 20. Yüzyıllarda aynı dönemde çok sayıda salgının ortaya çıktığı ancak tıbbın gelişmesi ve tedavi yönetmelerinin bulunmasıyla salgınların süresinin kısaldığı görülmüştür. Buna rağmen Kolera, Tüberküloz, İspanyol Gribi, AIDS gibi hastalıklar çok büyük yıkımlara sebep olmuş ve bu durum kentleşme ve sanayileşme etkisiyle salgınların ivme kazandığını ve modern tıp ile çözümünün daha kısa sürelerde bulunmasına rağmen öldürücü etkisinin yüksek olduğunu göstermiştir. Modernizm ve salgın ilişkisinin temelinde yatan kentleşme ve sanayileşme ile doğal kaynakların kullanımı, yapılan araştırmalara göre önlemler alınmazsa benzer pandemilerin oluşmasına sebep olmaya devam edecektir. Hayatımıza giren Covid-19 salgınından çıkarılacak bir diğer sonuç ise yaşam tarzlarının değişmeye başlamasıdır. Salgın öncesinde uzaktan çalışma ve uzaktan eğitim sistemlerine ön yargılı bakılırken pandemide zorunlu hale gelmesiyle beraber mobilitenin önemi artmıştır. Birçok şirket kalıcı olarak uzaktan çalışma sistemine geçmiş, bazı eğitim kurumları ve kursların ise yüz yüze eğitimin yanı sıra uzaktan eğitime de imkân verdiği görülmüştür. Günümüzde pandemiyle beraber önemi artan bir diğer kavram ise esneklik olmuştur. Esnek mekanların önemi karantina dönemlerinde daha çok ortaya çıkmış ve farklı kullanımlara göre değişip dönüşebilen yapılar önem kazanmıştır. Ayrıca balkon ve teras gibi doğal ışık ve havayla temasımızın arttığı noktalar da pandemi sırasında tartışılan konulardan olmuştur. Doğal unsurlarla yapılar arasında ilişki kurulması ve bu ilişkinin isteğe göre dönüşerek ve farklı kullanımlara elverişli olması büyük bir avantaj olarak karşımıza çıkmıştır. Görüldüğü gibi pandemi dönemi çalışma ve eğitim sistemlerinin yanı sıra mekân algımızın ve ihtiyaçlarımızın değişmesinde de büyük rol oynamıştır. Tezdeki incelemeler sonucunda varılan bu noktalar, salgınların karakterinin, işleyişinin, sonuçlarının anlaşılması ve en önemlisi önlenmesi için önemlidir. Geçmişten ve günümüzden çıkarılabilecek sonuçlar ile önümüzdeki dönemlerde gerçekleşebilecek muhtemel salgınların ve etkilerinin ön görülebilir olmasına imkân verilebilir.
Koleksiyonlar
- Fen Bilimleri Enstitüsü [1667]