Özet
İnsanların topluluk halinde bir araya gelmeye başlamalarından itibaren dünyadaki varlıklarını ve ilk izlerini temsil eden kentler, hem toplumsal ilişkilerin, kolektif hafızanın ve kültürel değerlerin fiziksel manifestosu haline gelmiş hem de karşılıklı etkileşim ile toplumları dönüştüren güce de sahip olmuşlardır. Bu sebeple aslında karmaşık ve çok katmanlı yapıya sahip olan kent fenomenini anlamak ve tarihsel süreçteki dönüşümünü ele almak aynı zamanda gelecek ile ilgili de öngörüler ve tartışma ortamı oluşturma noktasında değerlidir. Bu bağlamda, çalışmanın amacı kentlerin özünü anlama maksadıyla onları okumaya çalışmaktır. Kentleri okumak doğrultusunda çalışmada kentlerin fiziksel ve anlamsal katmanlarına odaklanılmış, bu katmanlar arasındaki ilişkiler sistemi uzam ve yer tartışması üzerinden ele alınmış ve ardından 'kent ve toplum' ilişkisi bağlamında kentleri özgün kılan katmanla ilgili yapılmış olan tanımlamalara değinilmiş; 'kentin kimliği', 'kentin ruhu', 'kentin aurası', 'kentin hafızası' gibi tanımlamalar kavramsal çerçeveyi oluşturmuştur. Çalışmanın temel amacı kentleri okuma noktasında Roland Barthes'ın Camera Lucida kitabında öne sürmüş olduğu studium ve punctum kavramlarını ödünç almaktır. Bu doğrultuda, göstergebilimsel ve hermeneutik fenomenolojik yaklaşım benimsenerek kentlerin anlamına ve onları özgün kılan katmana ulaşılmaya çalışılmıştır. Vaka analizi olarak ele alınan Prizren ve Priştine seçilmiş; literatür ve arşiv taramalarının dışında yapilan anketlerle de her iki kentle ilgili bilgiler toplanmaya çalışılmıştır. Elde edilen verilerin karşılaştırılması ve ardından oluşturulan bağlamsal altyapı özelinde kentlerin dönüşümünü belgeleyen soyut kentsel kesitlerin çizilmesi, kentleri okuma noktasında yeni bir bakış açısı imkanı sağlamıştır. Göstergebilimsel yaklaşımla elde edilen bilgiler kentlerin studium katmanına dair tanımlamaları şekillendirmiş, bu bilgilerin yorumlayıcı yaklaşımla ele alınması ile de kentleri özgün kılan punctum katmanı tanımlanmaya çalışılmıştır.