Abstract
Topkapı Sarayı, içindeki hazinelerin ve arşivlerin zenginliğiyle, mimari yapısı ve dokusuyla, duruşundaki ihtişamıyla, İstanbul'un en güzel köşelerinden birine inşa edilmiş abidevi bir yapıttır. Yapımına Fatih Sultan Mehmet'in İstanbul'u fethinden sonra 1460 yılında başlanmış ve bazı eklemelerle genişletilmesi XIX. yüzyıl ortalarına kadar devam etmiştir. Topkapı Sarayı, padişahların ve saray halkının ikamet ettiği ve aynı zamanda dönemin siyasi ve sosyal gereklerinin yerine getirildiği bir idare merkezi olmasıyla beraber atölye ve nakkaşhânelerde çeşitli sanatların usta-çırak ilişkisi içerisinde öğretilip uygulandığı bir akademi olma özelliğini de taşımaktadır.*1* Bu çalışmamızın konusu olan, günlük yaşantımızda çok da farkında olamadığımız ve sıradan bir eşya gözüyle baktığımız aynaların da o dönemde bu ihtişamdan payını aldığını görüyoruz. İncelemesi yapılan aynaların her birindeki tasarım ve süslemelerin, yapıldığı dönemin kültür, sanat ve edebiyatını yansıtmasıyla birlikte bizlere o devirde yaşananları âdeta anlatıyor olması, geçmişte her bir eşyaya verilen ehemmiyeti göstermesi bakımından önemlidir. Tezimizde öncelikle aynalar hakkında genel bir bilgi verilip tarihçesi anlatılacaktır. Saray koleksiyonunda bulunan on adet ayna üzerindeki motif ve desenler tezyini açıdan incelenerek, kullanılan malzeme ve teknikler, yapıldıkları dönemler, medeniyet ve sanatla olan bağlantıları aktarılacaktır. Bu çalışma kapsamında yapmış olduğum iki adet tasarımdan 'Üslupların Dili' isimli çalışmamda on adet aynanın yapılmış olduğu dönemlerdeki tezhib üsluplarının yansımalarını aktarmaya çalıştım. 'Aynanın iki Yüzü' isimli diğer çalışmamda, aynayı kendi haliyle yalın ve içerdiği çeşitli sembollerden biri olan tasavvufla ilgili boyutuyla değerlendirip bir çalışma yapmaya çalıştım.